Yazar :Ken Follett
Yayınevi :İnkılap Kitabevi
Çeviren : Ayşegül Uzer
Orjinal isim : World Without End
Basım Tarihi : İstanbul 2010
Sayfa Sayısı :1302
Bir Katedralin Öyküsü adlı kitabının devamı olan bu kitapta Follet bizi 14cü yüzyılda İngiltere' de yaşayan on yaşlarındaki dört çocukla tanıştırıyor. Ormanda tanık oldukları bir kavga ve cinayet çocukların hayatlarını etkileyen bir sırra bekçilik etmelerine sebep oluyor.
Merthin ve Ralph. Methin, başarılı, yetenekli ve yenilikçi bir marangozdan bir inşaat ustasına dönüşüyor. Kardeşi Ralph ise aç gözlü ve kötücül karakteriyle kontluğa kadar yükseliyor. Caris, zengin bir ailenin kızı olmasına rağmen çağının çok dışında kalan zekasıyla aşık olduğu adamla evlenmeyip bir manastırda iyileştirici olarak yaşam kurtarmayı tercih ediyor. Gwenda fakir ve kötü bir adam olan babasından kendisini korurken hayatının aşkıyla da evlenmeyi başarıyor.
Bu dört temel kişi ve onların hayat hikayeleri üzerinden; o yüzyılın inşaat tekniklerinden, din adamları ve soyluların köylü halk üzerinde kurdukları baskılardan, güç ve yönetim uğruna çevrilen entrikalardan, çağın ölümcül hastalığı vebaya karşı bir şeyler yapabilmek için çırpınan iyileştiricilerin nasıl kilise baskısı altında yok edildiğinden ve hatta yine döneme ait olan ekip biçme tekniklerine kadar geçmişi öğrenmemizi sağlıyor yazar. Geçmişe dair çok iyi bir araştırma diyebileceğimiz kitaptan aklımızda kalan en önemli şey o dönemlerde basit bir insan olup da yaşamanın ne kadar zor olduğu. Kiliseye karşı en ufak bir hatanızda din karşıtı ilan edilip yakılmanız , soylulara karşı en küçük başkaldırıda ise sorgusuz sualsiz idam edilmeniz veya soylunun emrinde çalışmaya zorlanmanız gayet doğal şeylermiş.
Çok uzun olmakla beraber sürükleyici olduğu için bir solukta olmasa da keyifle okuyabileceğiniz bir kitap. Benim tatil kitabımdı ve güneşlenirken, teknedeyken İngiltere' nin bu karanlık yıllarına yaptığım yolculukta tatilimin nasıl bittiğini bile anlamadım :)
Tanıtım yazısından :
“Başlangıçta da öyleydi Şimdi de öyle Ve sonsuza kadar öyle kalacak, Sonu olmayan dünya…”
14. yüzyıl İngiltere'sinin küçük bir kasabası olan Kingsbridge'de katedralin yaptırım gücüne ve iktidar hırsına karşı başkaldırı ölüm kadar kaçınılmazdı.
Ve…
Ormanda şahit oldukları cinayet yüzünden yaşamları açıklanamayan bir ölümün uzun gölgesi altındaki sırra hapsolan dört çocuğun bu katedralle birbirlerine bağlanan hayatları aşk, nefret, gurur, hırs, kin, intikam, açgözlülük ve fedakârlıkla çepeçevre kuşatılır…
Ken Follet'in var ettiği bu hayatlar, sürükleyici anlatımıyla “Bir Katedralin Öyküsü”nde başlayıp “Sonu Olmayan Dünya”ya kavuşuyor.
Merthin ve Ralph. Methin, başarılı, yetenekli ve yenilikçi bir marangozdan bir inşaat ustasına dönüşüyor. Kardeşi Ralph ise aç gözlü ve kötücül karakteriyle kontluğa kadar yükseliyor. Caris, zengin bir ailenin kızı olmasına rağmen çağının çok dışında kalan zekasıyla aşık olduğu adamla evlenmeyip bir manastırda iyileştirici olarak yaşam kurtarmayı tercih ediyor. Gwenda fakir ve kötü bir adam olan babasından kendisini korurken hayatının aşkıyla da evlenmeyi başarıyor.
Bu dört temel kişi ve onların hayat hikayeleri üzerinden; o yüzyılın inşaat tekniklerinden, din adamları ve soyluların köylü halk üzerinde kurdukları baskılardan, güç ve yönetim uğruna çevrilen entrikalardan, çağın ölümcül hastalığı vebaya karşı bir şeyler yapabilmek için çırpınan iyileştiricilerin nasıl kilise baskısı altında yok edildiğinden ve hatta yine döneme ait olan ekip biçme tekniklerine kadar geçmişi öğrenmemizi sağlıyor yazar. Geçmişe dair çok iyi bir araştırma diyebileceğimiz kitaptan aklımızda kalan en önemli şey o dönemlerde basit bir insan olup da yaşamanın ne kadar zor olduğu. Kiliseye karşı en ufak bir hatanızda din karşıtı ilan edilip yakılmanız , soylulara karşı en küçük başkaldırıda ise sorgusuz sualsiz idam edilmeniz veya soylunun emrinde çalışmaya zorlanmanız gayet doğal şeylermiş.
Çok uzun olmakla beraber sürükleyici olduğu için bir solukta olmasa da keyifle okuyabileceğiniz bir kitap. Benim tatil kitabımdı ve güneşlenirken, teknedeyken İngiltere' nin bu karanlık yıllarına yaptığım yolculukta tatilimin nasıl bittiğini bile anlamadım :)
Tanıtım yazısından :
“Başlangıçta da öyleydi Şimdi de öyle Ve sonsuza kadar öyle kalacak, Sonu olmayan dünya…”
14. yüzyıl İngiltere'sinin küçük bir kasabası olan Kingsbridge'de katedralin yaptırım gücüne ve iktidar hırsına karşı başkaldırı ölüm kadar kaçınılmazdı.
Ve…
Ormanda şahit oldukları cinayet yüzünden yaşamları açıklanamayan bir ölümün uzun gölgesi altındaki sırra hapsolan dört çocuğun bu katedralle birbirlerine bağlanan hayatları aşk, nefret, gurur, hırs, kin, intikam, açgözlülük ve fedakârlıkla çepeçevre kuşatılır…
Ken Follet'in var ettiği bu hayatlar, sürükleyici anlatımıyla “Bir Katedralin Öyküsü”nde başlayıp “Sonu Olmayan Dünya”ya kavuşuyor.