Benim Afrikam 1985 ABD yapımı filmdir.Özgün adı Out of Africa dir.
Gerçek bir hikâyeye dayanan filmin yönetmeni Sydney Pollack 'tır.
Danimarkalı bir soylu olan Karen Blixen (Meryl Streep),barones ünvanı için
Bror Blixen (Klaus Maria Brandauer) ile evlenerek kahve yetiştiriciliği yapmak
üzere Afrikaya yerleşirler.Yıl 1913 'tür ve Afrika büyük ölçüde Avrupalıların
sömürgesi durumundadır.Kocasının kendisini ihmal etmesi ve aldatması Karen'i
sürekli yanlızlığa iter.Bu arada maceracı avcı Denys Finch Hatton (Robert Redford)
la tanışır ve ona aşık olur.Oyuncuların hiç bir filmlerinde bu kadar genç ve güzel olmadığı bir film.
Filmin başarısından,oyuncuların mükemmel oynamalarından vs bahsetmeye niyetim yok.
Daha çok filmden kendi çıkardığım anlamlardan bahsetmek istiyorum.Bir aşk hikayesinin arkasında
Avrupalıların kendilerine oyun oynayacak arka bahçe aramalarının öyküsünü de vermektedir en başta.
Ama bence en çok özgür ruhlardan bahsetmektedir bu film.Elbet beşimizden ikisinin başına gelmiştir.
Hiç mi kanatları olan bir insanı sevip sonra o kanatları onu sizden uzaklaştırdığı için kırmak istemediniz?
Hiç mi farklılıklarına aşık olduğunuz insanın o farklılıkları gün gelip canınızı yakmadı?
Ya da tam tersi farklılığınıza aşık olan insanın o farklılık ile baş edemeyişi canınızı yakmıştır.
Ya da illa bir hikayemizde çok sevdiğimiz insanın sadece ama sadece kendimize ait olmasını isteyip,
onu bu aidiyet baskısıyla boğup uzaklaştırmışızdır.Bu film ,sahip olduğumuzu düşündüğümüz şeylere aslında hiçbir
zaman sahip olmadığımızı anlatır. Her yerin ve her insanın ruhu, aklımızdakinden ve içimizdekinden farklıdır
ve her yolculuk,aslında kendimizi aramak içindir.
("when the gods want to punish you, they answer your prayers." ) 'tanrılar cezalandırılman için dualarını yanıtlar'
("Perhaps he knew as I did not that the world was made round so we don't see too far down the road.")
'Ben bilmediğim halde o dünyanın çok uzakları görmeyelim diye yuvarlak yapıldığını biliyordu'
gibi muhteşem repliklerin yer aldığı bir filmdir.
Ağlamak istediğimde seyrettiğim bir film olduğunun da altını çizip bir kaç görüntüye yer vermek istedim.
O saç yıkama sahnesi şimdiye kadar seyrettiğim hiç bir filmde bulamadığım bir sevgi ve erotizm içermektedir benim için.
Ve o çok güzel müziği...Eşsiz güzellikteki görüntüleri ise zikretmeye bile gerek yok
GÜLE GÜLE MART / 1 NİSAN
-
Bayrama benzemeyen bayramın son, yeni bir ayın ilk gününe geldik. Bakalım
baharın benim için en güzel ayında (çünkü zamanında bana kardeşimi
getirmişti) ...
20 saat önce