Le Grande Bleu-Derinlik Sarhoşluğu

    Yazan: Sis Etiket: »
    Beğeniler


    1989 yapımı imiş. Şimdi seyrettikten sonra bakınca gördüm. Demekki derinlik tutkumu başlatan bir unsur değil. Çünkü ben yaklaşık 1983 civarları mavi derinliklere gönül verdim. Ama bana bir daha mavilere dalamayacaksın dendiği zamanların hemen ertesi bu film. Gerçi ben dinlemedim, yine arada 18 m.ye de olsa kaçamak yaptım. Luc Besson 'u ilk tanıdığım film bu idi. Ve Jean Reno 'yu. Akdeniz tutkusu diyenlere ise tek bir cevabım var, halt etmeyin, bu film Akdeniz sahnesinde anlatılan bir tutku filmi.
    Peru steplerinde geçen ilk sahnede tanıştığımız Jacques Mayol gerçek bir kişiliktir. Öyküye dahil edilen Enzo ise kurgudur. Çocukluklarında başlayan ortak hayatları birisinin ölümüne kadar süren bir çatışma ve bildiğiniz sidik yarışını anlatır. Aralarındaki tek fark şudur. İkisi de doğa vergisi fiziksel özellikleriyle bu yarıştayken; Enzo sadece işin rekabet ve eğlence tarafındadır ama Jacques hayatın sırrını aramaktadır. Flim aşağıdaki sahneyle açılır.



    Filmde çoğu izleyenin düşüncesi aksine bir aşk üçgeni yoktur. Kadın sevdiği erkeğinin tutkularıyla arasına girmeye çalışmamaktadır bile. Yine standart seyirci düşüncesi aksine iki kahraman arasında olan bir direkt yarışma da yoktur. Enzo doğası itibariyle yarışabileceği tek adamı bir tür düelloya davet etmiştir. Ama Jacques bu düellolara katılarak aslında aradığı hayat gerçeğine; daha doğrusu aklı elverdiği andan itibaren derinliklerin ona sunmaya çalıştığı ve kendisinin bir türlü göremediği gerçeği aramaya ulaşmayı amaçlamaktadır. Jacques'ın ölümünü Enzo'nun bu kadar kolay kabullenmesi de aslında epey derinlerde onu anladığını göstermektedir belki.

    Sadece denizde gülümseyebilen bir adamla ,O'na aşkı yüzünden karnındaki çocuğu bana mirasıdır diye düşünüp sevdiğini denize veren bir kadın vardır bu filmde. Bence aşkın tanımlamasını yapmıştır. Aşk sadece bir karşı cinse duyulursa tehlikesi azdır. Oldu da başka bir tutkuya aşık olursanız , işte o zaman hayatınız o "aşk" a göre şekillenmelidir. Bu da tüm hayatınızı bir erkeğin etkileyemeyeceği kadar etkiler. Ayrıca Joanna bize anlatır ki, kendisi sevdiği için o erkekle birlikteydi. Zaten ona sahip olamayacağını biliyordu.
    Ve filmin dört ayrı sonu olduğunu hatırlatarak, en sevdiğim son aşağıda.


    Siz de Yorum yapın