Barbie ve Ken ,Gerçek Hayata Yansımaları

    Yazan: Sis Etiket: »
    Beğeniler


    An itibariyle ayağımda çorapla oturuyorum. Sıcaklık klimaya rağmen oturduğum mutfakta 28 derece gösterince balkona kaçtım. Ha çoraplar hala ayağımda. Siz bana manyak herhalde demeden önce beni geren konuya gireyim. Zaten her gün bir konuya gerilmesem incilerim dökülecek sanırım.

    Olay şöyle başladı doktor . Gece iş yerimi kapayıp saat 24.00 sonrası evime geldim. Doğal olarak duşa girdim günün yorgunluğunu, pisliğini ve terini atmaya. Şimdi biz kadın kısmının duşu zaten erkek kısmı kadar kısa ve hızlı olamıyor. Yok saçımızın maskesi, yok saç kremi, yok vücuttaki ölü deriyi atmak lazım keseleneyim vs derken duş sana sürüyor en az 20 dakika. Çook gençken saçlarım bildiğiniz üç numara kısalığındaydı. Günde beş posta kafayı musluğun altına sokup saç yıkardım. Şimdi o anlarımı hatırladıkça o zaman akıllıymışım da nasıl sonradan aptallaşıp ay kalçama kadar insin saçlarım saplantısına yakalanmışım diyorum ( iç ses der ki kuaför 100 m. uzaklıkta şekerim ).

    Neyse duş bitti ama eziyet bitmedi. Yok vücut losyonu sür ( lan zaten soğuk suyun altından çıktığım anda terlemeye başladım, hadi sür sıkıyorsa terli bir vücuda o losyonu ), hepten vıcık vıcık ol. Yaşayan bilir az terli,nemli ve krem dolayısıylan yapışkan bir tene o ıslak saçların yapışmasının verdiği sıkıntıyı. Hadi bu vartayı atlattık diyim bu seferde yok dirseklerine vazelin sür; yüzüne gece kremini sür; ayaklarına bepanten sür. İşte olay burada koptu zaten. Bepanten dediğimiz bir tür yağlı krem ve onu ayağınıza bulamaç ettikten sonra evde ne çıplak ayakla ne terlikle yürüyemiyorsunuz. Kayıyor aynen. Haa koridorda üç adım atlama ve ardından sırt üstü yere yapışma gibi bir pentatlon alanında söz sahibi olayım istiyorsanız deneyin. Ama ben sadece yerdeki taşlarda kaymadan yürüyebilmek istiyorum. Haliyle kaymayı önlemek için de çorap giyiyorum. Bu sıcakta, bu havada.

    Şimdi aportta bekleyip feminist söylemlerle " e yapma sen de ,şart mı yani kocana sevgiline yumuşak olman " diye çemkireceklerin keyfini kaçırıp diyorum ki ; o benim kendi tercihim şekerler. Ben istiyorum ayaklarımın bebek ayağı gibi olmasını, sırtımda fısır fısır ter sivilcelerinin olmamasını, habire çalışma masasına dayanan dirseklerimin renginin koyulaşıp çatlak deri görüntüsü olmamasını. Yani kimse bana gırtlağıma çöküp de bir şey yaptırtmıyor. Takıldığım nokta şu . Ya biz kadın kısmı kendimizi bu kadar dert ediyoruz, sırf kendi fiziki görüntümüz kendi içimize sinsin diye. Peki, sevgili erkek milleti bırak kendi içlerine sinmesini, kalabalık bir kadın toplumunun içine sinmeyen şekilde tutuyor bedenlerini.

    Bu yaşıma kadar birlikte olduğum onca sevgili vs ya da plajda kumsalda havuzda gördüğüm onca erkek içinde tek bir tanesinin bile ayaklarına bakıp da " allaam ne kadann güzel bir ayak " demedim, diyemedim. Bırakın biz kadınların ayaklarının cinsel fetiş haline getirilmesini, ben o erkek ayaklarını güzel bulamıyor hatta illa görmem gereken bir durumdaysam gözlerimi kapıyorum.

    Bir yanımızda az bi yağ biriksin atıyoruz kendimizi spor salonlarına, güzellik merkezlerine vs. E sevgili erkek partnerimiz ne yapıyor? Hanım bu akşam yapsana bi kurufasulye pilav söylemi eşliğinde göbeğini kaşıyor. E ama aynı partner bizi sokakta vs gördüğü bir çıtırla kıyaslarken şu cümleyi kurmakta beis görmüyor " aa aşkımmm bak senin belin de bu kızınki kadar inceydiiiii" ( incecikten laf dokundurmayla şerden tırsma arasında kalan politik cümle bu ) . Diyemiyoruz tabii, "yaa ben de senle tanıştığımda ayakta durduğunda , şimdi kendini sadece 4 dakika gösterebilen uzvunun tümünü görürdün ".

    Velhasıl, hala ayağımda çoraplarımla oturup size bu erkek-kadın arasında geçen ve hepimizin yaşadığı olayların daha fazla örneklerini yazabilirim. Ama cilt ( ! ) sağlığım için doktor bana fazla takılma her olaya dedi.

    Ay son anda geldi aklıma eklemezsem ölürüm. Ya o çok beğendiğimiz tırnaklara adamlar seviyor beğeniyor, ya da güzel tırnaklarımıza yakışıyor diye kıpkırmızı oje sürüp sonra oje kurumadan işimizi yapmaya çalışmamız ve telefonlarla pc klavyelerinde oje lekesi bırakmamız ?

    Karar verdim sanırım, ya süslü bir bebek olmalı ya da çalışkan ve akıllı bir insan.

    6 Kişi Yorum Yapmış.

    1. su says:

      benim fikrim şu şekocum..her nekadar anlattığın gibi bir banyo rituelim olmasada biz kadınlar aslında tüm bu süsümüzü püsümüzü kendimiz ve diğer hemcinslerimiz için yapıyoruz.yani bence alinin ahmetin bizi nasıl gördüğünden çok ayşenin bizi nasıl gördüğünü daha çok önemsiyoruz.erkeklerin bizi beğenmesi elbette çok hoşumuza gidiyor ama ben israrla bu eziyetleri daha çok yine başka kadınlar bizi görsün beğensin ve kıskançlıklarından çattadana çatlasın die yapıyoruz sanıyorum :D:D

    2. Sis says:

      doğru tespit şekom.kadın kadının en büyük düşmanı olabilir zamanı gelince.

    3. Hep dediğim şeydir:
      Bir kadının tırnaklarında oje yerine mürekkep, dudaklarında ruj yerine ilim olmalıdır... :)

      Ayaklara garez nedir? On günde bir tırnak kesimi yetmiyor mu? Tamam, parmak kıllarının üzerine basarak yürüyen bir adam değilim belki de, kendimce güzeldir ayaklarım yahu. Küçüktür hem de; 41-42, orta şeker. Pediküre mi gideceğiz yani? :)

      Hayatta hiçbir yerime krem sürmedim; bir tek kaburgam kırıldığında doktor sürüp bandaj yapmıştı. :) Dur dur pardon, bir sefer de sağ çene kemiğim kırılmıştı. :) Sanırım yine sürmüşlerdi krem...

      Anlattırma işte hikayelerimi, kendi kendime krem sürmedim hiç. :)

      KIRMIZI ADAM

    4. Birşey daha (işte bu yüzden kadınlar hiç sevmiyor beni):

      Kadınların sahiden de hemcinsleri için süslenmesi... Yada birbirlerini kıskanmaları... Rekabet...

      Harem psikolojisi...
      Diye fısıldamış şeytan.
      Diyip kaçarım buradan...

      Erkeklerin birbirine tasladığı üstünlük giyim kuşamda olmuyor işte; trafikte oluyor mesela.

      Ah okusan şu bahsettiğim kitapları...
      Okusan ya işte? İki gününü alır.

      KIRMIZI ADAM

    5. Sis says:

      @kırmızı adam,

      devam et sen "kendi kendine " krem sürmemeye :D

    6. su says:

      erkeklerin birbirlerine tasladıkları üstünlükler....oooo saymakla bitmez!ilk aklıma gelen içki masası,sonra içten içe saçı dökülmeyenlerin diğer hemcinslerine gizliden attığı hava.ha birde kaç kadınla beraber olduklarına dair bir skor yarışları var.bu konuda bir kaç tanede saplantıları var-ki yazarak buranın içine etmiim şimdi;)

      kırmızı adam;sana gelince..bir erkeğin ellerine ayaklarına ve dişlerine çok dikkat ederim ben.ilk puanlarını ordan veririm.yazdıklarından sonra sana ancak 'otur sıfır' diyesim geldi :D

    Siz de Yorum yapın