Abinin biri özlü anlamlı bir söz yazmış. Facebookda gördüm. Zaten çemkirmeye yer arar ruh halinde olduğumdan şimdi bu sözün mucidi olan abi hedefim olacak izninizle. Tabi önce sözü yazmalı de mi...
"Ne mi öğrendim hayattan? İyice tanımadan insana bağlanmamayı, beni takmayanı takmamayı, verdiğim değ...eri haketmeyen insanları silmeyi, gidene dur dememeyi, giden bensem arkama dönüp bakmamayı, gözyaşlarımın değerli olduğunu ve onlara değmeyecek kişiler için harcamamayı, bir çift tatlı söze, masum gülüşe kanmamayı, ben izin vermedikçe kimsenin beni üzmeyeceğini ve HERŞEYDEN DEĞERLİ OLDUĞUMU ANLADIM..!!! "
Başlıyorum, kusura bakma mucit.
İyice tanımadan bağlanma sen peki, çok bi halt yaptığını sanarak devam et buna. Olum duymadın mı hiç, insan en büyük değişken hayvandır. İstersen 20 yıl tanı bir insanı istersen sekiz ay, o insan değişiyordur. Sen o değişime adapte olmayıp da " amaaaa ben seni böyle tanımamıştım berkecannn aşkıammm" diye takılırsan öyle bir kazıklar atacaktır ki sana o berkecan denen it. Bir insanın sana kazık atması için aşkın olmasına bile gerek yok hatta. Dükkanından içeri giren müşterin, okuldaki arkadaşın, otobüste boş koltuk arayan o hiç tanımadığın insanlar, hayatını geçirdiğin karın/kocan, hatta üç günlük sevgilin bile fırsatını bulduğu anda döşeyecektir sana asfaltı. Ne o, niye şaşırdın? İnsandan bahsediyoruz burada olum, kediden köpekten değil. Onlar bile insandan daha duyarlıdır yeri gelince, en azından kendilerine saldırılınca saldırırlar ancak. Hiç gördün mü durup dururken yoldan geçeni ısıran bir hayvan sen ? Ama ben sadece egosunu tatmin etme adına yoluma inatla çıkıp da bana saldırmaya çalışan çok insan hayvanı gördüm.
Sen sildiğini san insanları. Hadi insanı sildin telefon defterinden hayatından diyelim, sana yaptıklarını silmeye kaç zaman gerekiyor fikrin var mı? Ben benim doğmama sebep olan adamı sileli iki yıl oldu, hala bünyedeki hasarı onaramadım be.
Gidene dur denmez zaten, bak bir bu konuda haklısın. Peki giden sensen ve gitmelerinin tek sebebi daha fazla kırılmamaksa nasıl becereksin abicim dönüp arkana, seni kırdıkları anlara bakmamayı? Yaa , bir düşününce o kadar kolay değilmiş de mi. Geride kalan mutlu anlara bakmamak unutmak en kolayıdır, sıkıyorsa bir de içini parçaladıkları anlardan kolayca kurtulmayı dene.
Gözyaşların tabii ki çok değerli, ama içine sanki lavmış gibi akmasındansa dışına akıtıp rahatlamak emin ol iyi bir yöntem.
Ahahha lan insanlar o senin kanacağın bir çift tatlı söz ve masum bakışlar için prova falan yapıyorlar lan sanki tiyatroda oynarmışcasına. Bak 45 senedir oksijen tüketiyorum, tahminim yirmili yaşlarımdan beri de aklım başında mantıklı bir insanım; daha hala alışamadım öğrenemedim insanların ne gibi hesaplarla nasıl oyunlar oynayıp neler tezgahladıklarını.
Senden izin isteyen oldu mu hiç " ya bi izin ver, iki dakika üzüp çıkacağım " diye? Benden hiç olmadı da. Aksine özellikle en beklemediğim, en duvarlarımı indirdiğim anları fırsat kolladılar üzebilmek için. İnsandan bahsediyoruz burada insandan. İçten pazarlıklı, kendisini ve kendi ihtiyaçlarını iç güdüsel olarak ön planda tutan bir hayvandan yani. Emin ol bırak senin izin vermeni, senin bile ruhun duymadan seni düzüp geçiyorlar.
EVET SEN HERŞEYDEN DAHA DEĞERLİSİN. Ama düşünmediğin şey şu. Herkes kendisini sen kadar değerli görüyor kendince. Benim değerim senin değerini, ya da benim egom senin egonu döver diye sidik yarışına girenleri ne yapacağız abicim?
Sen devam et böyle özlü sözleri üretmeye. Bir gün ben gibi bir odun çıkar, senin bu tozpembe laflarının pembesini siler, tozunu silkeleyip bir de seni o tozun içine gömer. Az asabiyim farkındayım ama sen de hak ettin.
Sağlıcakla mucit abi...
Bu da iyice bunalın diye az nostaljik bir esinti. Dinlerseniz sorumluluk almam ona göre
"Ne mi öğrendim hayattan? İyice tanımadan insana bağlanmamayı, beni takmayanı takmamayı, verdiğim değ...eri haketmeyen insanları silmeyi, gidene dur dememeyi, giden bensem arkama dönüp bakmamayı, gözyaşlarımın değerli olduğunu ve onlara değmeyecek kişiler için harcamamayı, bir çift tatlı söze, masum gülüşe kanmamayı, ben izin vermedikçe kimsenin beni üzmeyeceğini ve HERŞEYDEN DEĞERLİ OLDUĞUMU ANLADIM..!!! "
Başlıyorum, kusura bakma mucit.
İyice tanımadan bağlanma sen peki, çok bi halt yaptığını sanarak devam et buna. Olum duymadın mı hiç, insan en büyük değişken hayvandır. İstersen 20 yıl tanı bir insanı istersen sekiz ay, o insan değişiyordur. Sen o değişime adapte olmayıp da " amaaaa ben seni böyle tanımamıştım berkecannn aşkıammm" diye takılırsan öyle bir kazıklar atacaktır ki sana o berkecan denen it. Bir insanın sana kazık atması için aşkın olmasına bile gerek yok hatta. Dükkanından içeri giren müşterin, okuldaki arkadaşın, otobüste boş koltuk arayan o hiç tanımadığın insanlar, hayatını geçirdiğin karın/kocan, hatta üç günlük sevgilin bile fırsatını bulduğu anda döşeyecektir sana asfaltı. Ne o, niye şaşırdın? İnsandan bahsediyoruz burada olum, kediden köpekten değil. Onlar bile insandan daha duyarlıdır yeri gelince, en azından kendilerine saldırılınca saldırırlar ancak. Hiç gördün mü durup dururken yoldan geçeni ısıran bir hayvan sen ? Ama ben sadece egosunu tatmin etme adına yoluma inatla çıkıp da bana saldırmaya çalışan çok insan hayvanı gördüm.
Sen sildiğini san insanları. Hadi insanı sildin telefon defterinden hayatından diyelim, sana yaptıklarını silmeye kaç zaman gerekiyor fikrin var mı? Ben benim doğmama sebep olan adamı sileli iki yıl oldu, hala bünyedeki hasarı onaramadım be.
Gidene dur denmez zaten, bak bir bu konuda haklısın. Peki giden sensen ve gitmelerinin tek sebebi daha fazla kırılmamaksa nasıl becereksin abicim dönüp arkana, seni kırdıkları anlara bakmamayı? Yaa , bir düşününce o kadar kolay değilmiş de mi. Geride kalan mutlu anlara bakmamak unutmak en kolayıdır, sıkıyorsa bir de içini parçaladıkları anlardan kolayca kurtulmayı dene.
Gözyaşların tabii ki çok değerli, ama içine sanki lavmış gibi akmasındansa dışına akıtıp rahatlamak emin ol iyi bir yöntem.
Ahahha lan insanlar o senin kanacağın bir çift tatlı söz ve masum bakışlar için prova falan yapıyorlar lan sanki tiyatroda oynarmışcasına. Bak 45 senedir oksijen tüketiyorum, tahminim yirmili yaşlarımdan beri de aklım başında mantıklı bir insanım; daha hala alışamadım öğrenemedim insanların ne gibi hesaplarla nasıl oyunlar oynayıp neler tezgahladıklarını.
Senden izin isteyen oldu mu hiç " ya bi izin ver, iki dakika üzüp çıkacağım " diye? Benden hiç olmadı da. Aksine özellikle en beklemediğim, en duvarlarımı indirdiğim anları fırsat kolladılar üzebilmek için. İnsandan bahsediyoruz burada insandan. İçten pazarlıklı, kendisini ve kendi ihtiyaçlarını iç güdüsel olarak ön planda tutan bir hayvandan yani. Emin ol bırak senin izin vermeni, senin bile ruhun duymadan seni düzüp geçiyorlar.
EVET SEN HERŞEYDEN DAHA DEĞERLİSİN. Ama düşünmediğin şey şu. Herkes kendisini sen kadar değerli görüyor kendince. Benim değerim senin değerini, ya da benim egom senin egonu döver diye sidik yarışına girenleri ne yapacağız abicim?
Sen devam et böyle özlü sözleri üretmeye. Bir gün ben gibi bir odun çıkar, senin bu tozpembe laflarının pembesini siler, tozunu silkeleyip bir de seni o tozun içine gömer. Az asabiyim farkındayım ama sen de hak ettin.
Sağlıcakla mucit abi...
Bu da iyice bunalın diye az nostaljik bir esinti. Dinlerseniz sorumluluk almam ona göre
Bayıldım bu yazıya. Doğrudan, düşündüğünü hiç sakınmadan, yürekten dile. Durup beklemeden. Hep yapmayı isteyip (geçmiş ola) artık deneyemeyeceğim kadar yaşlandığım tarz. Ama bi daha dünyaya gelirsem....
Tek bir sitemim var. Keşke hayvanları karıştırmasan. Ben bir köşede sessizce (hem de zifir karanlıkta)ağlarken uyuduğu kanepeden kalkıp ön patilerini dizime koyup diliyle gözyaşlarımı silen Paçoz' um oradaki "bile" kelimesini bile haketmiyor.
Aslında " bile " derken insandan daha üstün olan yanlarını kastetmiştim. Olamamış. Paçoz hanımefendiden ve senden özür dilerim :)
Arkadaşım Asu'cum kadar bende bayıldım bu yazıya, sanki haykırmak istediklerim sıra sıra karşıma dizilmişlerdi. Bende dertliyim tüm bu oluşumlardan, kelimelere dökmek istesem acımasız olacağımdan korkup kendi içimde dolanıp duruyorum işte.
Sevgiler...
yaşamın kıyısında, kelimeler geldiğinde salmak gerekiyor, içini kemirmesi daha kötü.