Nereden çıktı ya da auvvv ne terbiyesiz falan demeyin.Var elbette bir açıklaması.Bakın kullanılmamış erkeklere örnek vereyim bir kaç tane,emin olun anlayacaksınız.
Diyelim adı Şaban.Bu Şaban yine diyelim ki lisede aşık olduğu kızla 6 sene flört etmiş, 4 sene nişanlı kalmış ardından da evlenir evlenmez zaten ilişki yeterince bayık hale geldiği için çocuk yapmış.Şimdi çocuklu cicim ayları çocuk yaklaşık 3-4 yaşlarına geldiğinde bitiyor ve Şaban orta yaşa da gelmiş olduğundan geriye dönüp baktığında hiç bir şey yaşamadım ben diye hayıflanmaya başlıyor.Ve ne yapıyor bizim akıllı Şabanımız ;evdeki bulgurdan da olmadan ufak tefek saklı maceralara başlıyor.Yani bildiğiniz aldatıyor.Pis Şaban tuuu kaka Şaban diyoruz biz de eşinin yerine kendisine.Cesaretsiz olan Şabanlar günümüzde bunu internetin sunduğu yüzsüzlük ve kimliksizlik ortamında yapıyor,cesaretli olanlar ise alenen fiziki dünyada ya parasını ödeyerek ya da flört ederek yapıyor.Ama bir şekilde aldatıyorlar kardeşim.Tamam ben de biliyorum erkek genlerinde poligam imzanın olduğunu;e ama o zaman evlenmeseydin kardeşim diyorum Şabana.
Bir başka örnek ele alayım,diyelim ki adı Abdur.Bu Abdur kardeşimizi de lise aşkıyla evlendirmeyelim ,diyelim ki lise aşkıyla uzun uzun yıllar beraber oldu,onu terk etti veya terk edildi,bir süre nerde yatak orda sabah şeklinde uçanla kaçan hariç herkese atladı.Ardından da kendisine göz koyan ilk kadına aşık oldum sandı evlendi,çocuk yaptı vs vs.Şimdi Abdura sorsanız skor hanesi çok kalabalıktır çok tecrübelidir ilişkiden anlar,ama bana sorarsanız Abdur sadece iki kadınla ilişki kurmuştur,ilk lise aşkı ve onunla evlenen kadın.Bu da işte yatmayı ilişki kurmak zanneden ama ilişki kurma özürlü erkek tipine bir örnek.Sakat oluyor böyleleri.En sevdikleri motto da " ben bir kadınla iki kere yatmadım " söylemi oluyor genelde.Abdur ve türevleri bu yazıyı okusa bile anlamaz yatmanın ilişki kurmak anlamına gelmediğini.
Bir örnek daha,diyelim ki arkadaşın adı Çemiş.Ve Çemiş romantik bir tip olsun.Hani meşhur laf vardır ,tam aslını hatırlayamadım ama " sevdik kavuşamadık kara sevda oldu adı " benzeri bir laf .Hah Çemiş de işte böyle bir aşka tutulmuş olsun ve aşkına kavuşamayıp sonra da bu dünya yalan dünya,ben aşksız yaşarım ama şeetmeden yaşayamam diye birileriyle hasbelkader evlenip hem kendi hayatını hem evlendiği kişinin hayatını ezeli bir mutsuzluğa mahkum etmiş olsun.Çemişin bildiği tek ilişki kavuşamadığı aşkıyla olan ilişki olduğundan ,sevmediği ama evlendiği kadınla da ilişki kurma zahmetine girmediğinden alın işte ilişki özürlü erkeklere bir örnek daha.
Sadece ilişkilerde değil ki iş hayatında da az kullanılmış erkekler sorun yaratıyor.Diyelimki Hamdi 25 yaşlarında ama duygusal olgunluğa erişmemiş bir elemanınız.Hamdi hata yaptı;sonuçlarına katlanıp durumu çözümlemek yerine ,alt dudağını büküp misketleri alınmış velet edasıyla sağ köşeye geçip oturuyor ve birileri onun arkasından ortalığı temizlesin diye beklemeye başlıyor.Annesine telefon açan modeller de mevcut.Halbuki o Hamdi zamanında bir kaç kadınla her an nereden geleceği belli olmayan kroşelerle dolu ilişkiler yaşamış olsaydı,büyük olasılıkla iş hayatındaki ataklık için antreman yapmış olacaktı ve ilişkileri sayesinde kendine güven zemini oluşturmuş olacağından her adımını daha bir sağlam atacaktı .
Bence erkek dediğin akıllı bir kadının hayatına girene kadar en az 3-4 uzun ilişki yaşamalı,az örselenmeli,mutlaka en az bir kere terk edilmiş olmalı,en az bir kere terk etmiş olmalı,sadece yatıp kalkmayı değil de bir ilişkinin temel unsurlarını bilmeli.Kendine bir duruş geliştirmiş olmalı hayata ve kadınlara karşı.En ufak tartışma veya fikir ayrılığında 15 yaşındaki veletler gibi " küstüm ama ben " tripleri atmamalı.Duygusal açıdan sağlam olmalı ki ben kadın olmam sebebiyle zaten duygusal gel-gitler yaşarken en azından o sahip çıkabilsin ilişkideki duygusal yanımıza.Yaşadıklarını yaşamış ve doymuş bitirmiş olmalı ki her gördüğü etekliye sulanmasın,bir evlilik vaadi vermişken o vaadin gerekliliklerini yerine getirme misyonunda doyumsuzlukları önüne çıkmasın.Adam gibi bir adam olup öyle davranmalı ki küçük hesaplar içine girmeden ,ona verdiğim saygının boşa gitmediğine her davranışıyla beni ikna edebilmeli.İlişkiyi kim kimden üstün olacak türü bir sidik yarışması olarak değil de ;başlangıç noktasından çok daha güzel bir noktaya götürülen ve birlikte inşa edilen bir yol olarak görebilmeli.
Kullanılmış ve kullanmış olsun ama benimle hayata başladığında yeni bir sayfa açsın.
Ahahha son cümleme ben bile inanamadım.Çok şey mi istedim nedir :))
Diyelim adı Şaban.Bu Şaban yine diyelim ki lisede aşık olduğu kızla 6 sene flört etmiş, 4 sene nişanlı kalmış ardından da evlenir evlenmez zaten ilişki yeterince bayık hale geldiği için çocuk yapmış.Şimdi çocuklu cicim ayları çocuk yaklaşık 3-4 yaşlarına geldiğinde bitiyor ve Şaban orta yaşa da gelmiş olduğundan geriye dönüp baktığında hiç bir şey yaşamadım ben diye hayıflanmaya başlıyor.Ve ne yapıyor bizim akıllı Şabanımız ;evdeki bulgurdan da olmadan ufak tefek saklı maceralara başlıyor.Yani bildiğiniz aldatıyor.Pis Şaban tuuu kaka Şaban diyoruz biz de eşinin yerine kendisine.Cesaretsiz olan Şabanlar günümüzde bunu internetin sunduğu yüzsüzlük ve kimliksizlik ortamında yapıyor,cesaretli olanlar ise alenen fiziki dünyada ya parasını ödeyerek ya da flört ederek yapıyor.Ama bir şekilde aldatıyorlar kardeşim.Tamam ben de biliyorum erkek genlerinde poligam imzanın olduğunu;e ama o zaman evlenmeseydin kardeşim diyorum Şabana.
Bir başka örnek ele alayım,diyelim ki adı Abdur.Bu Abdur kardeşimizi de lise aşkıyla evlendirmeyelim ,diyelim ki lise aşkıyla uzun uzun yıllar beraber oldu,onu terk etti veya terk edildi,bir süre nerde yatak orda sabah şeklinde uçanla kaçan hariç herkese atladı.Ardından da kendisine göz koyan ilk kadına aşık oldum sandı evlendi,çocuk yaptı vs vs.Şimdi Abdura sorsanız skor hanesi çok kalabalıktır çok tecrübelidir ilişkiden anlar,ama bana sorarsanız Abdur sadece iki kadınla ilişki kurmuştur,ilk lise aşkı ve onunla evlenen kadın.Bu da işte yatmayı ilişki kurmak zanneden ama ilişki kurma özürlü erkek tipine bir örnek.Sakat oluyor böyleleri.En sevdikleri motto da " ben bir kadınla iki kere yatmadım " söylemi oluyor genelde.Abdur ve türevleri bu yazıyı okusa bile anlamaz yatmanın ilişki kurmak anlamına gelmediğini.
Bir örnek daha,diyelim ki arkadaşın adı Çemiş.Ve Çemiş romantik bir tip olsun.Hani meşhur laf vardır ,tam aslını hatırlayamadım ama " sevdik kavuşamadık kara sevda oldu adı " benzeri bir laf .Hah Çemiş de işte böyle bir aşka tutulmuş olsun ve aşkına kavuşamayıp sonra da bu dünya yalan dünya,ben aşksız yaşarım ama şeetmeden yaşayamam diye birileriyle hasbelkader evlenip hem kendi hayatını hem evlendiği kişinin hayatını ezeli bir mutsuzluğa mahkum etmiş olsun.Çemişin bildiği tek ilişki kavuşamadığı aşkıyla olan ilişki olduğundan ,sevmediği ama evlendiği kadınla da ilişki kurma zahmetine girmediğinden alın işte ilişki özürlü erkeklere bir örnek daha.
Sadece ilişkilerde değil ki iş hayatında da az kullanılmış erkekler sorun yaratıyor.Diyelimki Hamdi 25 yaşlarında ama duygusal olgunluğa erişmemiş bir elemanınız.Hamdi hata yaptı;sonuçlarına katlanıp durumu çözümlemek yerine ,alt dudağını büküp misketleri alınmış velet edasıyla sağ köşeye geçip oturuyor ve birileri onun arkasından ortalığı temizlesin diye beklemeye başlıyor.Annesine telefon açan modeller de mevcut.Halbuki o Hamdi zamanında bir kaç kadınla her an nereden geleceği belli olmayan kroşelerle dolu ilişkiler yaşamış olsaydı,büyük olasılıkla iş hayatındaki ataklık için antreman yapmış olacaktı ve ilişkileri sayesinde kendine güven zemini oluşturmuş olacağından her adımını daha bir sağlam atacaktı .
Bence erkek dediğin akıllı bir kadının hayatına girene kadar en az 3-4 uzun ilişki yaşamalı,az örselenmeli,mutlaka en az bir kere terk edilmiş olmalı,en az bir kere terk etmiş olmalı,sadece yatıp kalkmayı değil de bir ilişkinin temel unsurlarını bilmeli.Kendine bir duruş geliştirmiş olmalı hayata ve kadınlara karşı.En ufak tartışma veya fikir ayrılığında 15 yaşındaki veletler gibi " küstüm ama ben " tripleri atmamalı.Duygusal açıdan sağlam olmalı ki ben kadın olmam sebebiyle zaten duygusal gel-gitler yaşarken en azından o sahip çıkabilsin ilişkideki duygusal yanımıza.Yaşadıklarını yaşamış ve doymuş bitirmiş olmalı ki her gördüğü etekliye sulanmasın,bir evlilik vaadi vermişken o vaadin gerekliliklerini yerine getirme misyonunda doyumsuzlukları önüne çıkmasın.Adam gibi bir adam olup öyle davranmalı ki küçük hesaplar içine girmeden ,ona verdiğim saygının boşa gitmediğine her davranışıyla beni ikna edebilmeli.İlişkiyi kim kimden üstün olacak türü bir sidik yarışması olarak değil de ;başlangıç noktasından çok daha güzel bir noktaya götürülen ve birlikte inşa edilen bir yol olarak görebilmeli.
Kullanılmış ve kullanmış olsun ama benimle hayata başladığında yeni bir sayfa açsın.
Ahahha son cümleme ben bile inanamadım.Çok şey mi istedim nedir :))
.jpg)
.jpg)
harika bir yazı sis:)
öylesini bulmakta zor valla:)))
Süper olmuş yazı... Sahiden çok beğendim.
Not: Belki Abdur sadece '1' kadınla ilişki kurmuştur... Ne dersin?
son paragrafdaki muhteşem erkeğe bir isim düşünüyorum..hani 'şaban' 'çemiş' gibi olmasın,şöyle tüm o sıfatları anlatan bir isim olsun die...
ne öyle bir erkek var nede ona uygun bir isim :)
haklısın ama bu iki taraf içinde geçerli bence.. koyu dindar veya ahlak zabıtası filan değilim, kendimi hiç bir haltta sanmıyorum ama üniversitede okumanın bence kötü yanı her tarafta vıcık vıcık davranışlar içerisinde olan çiftler.. kütüphanede çalışırken bile kalem isteyen sevgilisine kalemi verip "aşkııımmm" diye yapışan çiftler görebilirsiniz.. bir noktaya kadar normal karşıladığım bu tarz hareketler bir noktadan sonra her gün her yerde her dakika olunca mide bulandırmaya başlıyor.. bunun dışında her söylediğini üstüne alınıp tavır yapan kızlar, söylediklerini anlayamayanlar, gruplaşanlar, dünya o yok olsa yok olacak zannedenler kısacası üniversitenin kötü yanı içindekiler, öğrencisinden hocasına hatta hademesinden memuruna kadar hemde.. tuvalette gizli gizli sigara içen profesör gördüm ben burada.. :)) bana grubu bozuyorsun diyen birisi vaktinde ben ona ortada bir grup görmüyorum sadece sizin istediğinizi istemiyorum dediğimde yüzüme garip garip bakarken şimdi ona grubu bozuyorsun diyorlar, şimdi anlamaya başlıyor o zaman ne dediğimi.. burası evrim market gibi.. insanların karaktersel evrimini izleyebiliyorsun.. o saydıklarından bir ton var burada hemde her iki cins içinde.. o yüzden sadece erkeğe bu kadar yüklenmeyelim, bu sayılan tipler kadınlarda da bol çünkü.. ben mi? ben sadece deliyim ve bunu asla inkar etmedim.. ;)))
Yok ben bidaha okumicam bu yazarın yazılarını kayış kopuyo bende beni düşünmeye iten şeylerden uzak durmaya çalıştığım şu günlerde -rep veriyorum size.
İyidir ama düşünmek ya. Geri dönüşü de olmayan bir şeydir. Felsefede düşünmeye başlamanın geri dönüşü olmadığı yazar.
Ovv bişey diyemedim bu söz karşısında.
Bi daha yapma!