Sperm Hırsızlığı

    Yazan: Sis Etiket: »
    Beğeniler


    Bir güzide ilimizde 31 yaşındaki ( hani genç falan da diyemeyiz,havai de diyemeyiz,yaş kararında ) bir hanım kızımız ,4 senedir birlikte yaşadığı 45 yaşındaki sevgilisinden hamile kalınca,ve sevgili bey ( 45 yaşında,malı mülkü yerinde tabir edilen türde sanırım ) evlenip barklanmak istemeyince bebeğini kendi başına doğurmuş.Buraya kadar her şey normal.Bir kadının kendi bedeninde hayat bulan bir varlığı yaşama getirme hakkı olduğuna inanırım ben.Babanın görevi eğer kendisi manevi olarak babalığı kabullenmiyorsa sperm donörlüğüyle aynı hesapta kalır.

    İşler buradan sonra sarpa sarmaya başlamış.Şimdi bu hanım kızımız büyük cengaverlikle ” ben bebeğimi kendim doğururum,ailemin hali vakti yerinde,çalışmaya bile ihtiyacım yok “ türü beyanatlar verirken birden sperm sahibi arkadaşa dava hemde maddi manevi tazminat davası açmaya karar vermiş.Ehh kadın milletiyiz,an be an fikir değiştirebilir,bugün ak dediğimize yarın kara diyebiliriz normaldir.Ama sorarlar adama,e be güzel ablam doğurmaya karar verdiğin anda doğmadı bu çocuk,doğana kadar geçen süreçte niye bir uzlaşma anlaşma yoluna gitmedin?Hadi varsay ki kendi başına bekar anne olarak büyütmeyi göze almıştın bebeğine olan sevginden,şimdi bu geri çark niye?Burada hanım kızda hafif bir tatlı su kurnazlığı emareleri gözüküyor bence.Ya gerçekten adamda ciddi mal varlığı vardı ,o da planlı programlı bu mallardan bir şey kapma uğruna bu planı yaptı ve uyguladı.Ya da nasılsa doğurdum,bu adam da beni terk etti gitti,intikam alayım düşüncelerine girdi.Ve beni koparan cümleyi sarf etmiş kızcağızımız. “Spermleri cüzdanından mı çaldım?”

    Erkek cephesinde ise en başta ortalığa salıp sonra da aaa o benden habersiz eylemlerde bulunmuş tarzı bir hava var.Yani hem de tıp doktoru olan bir zat,hemi de 45 yaşına kadar gelmişse zannımca kendi isteği dışında spermlerinin onu bunu hamile bırakmasını engelleyebilecek bilgiye sahiptir.Dava dilekçesinde avukatının yazmış olduğu “Biyolojik babanın açıkça tuzağa düşürülmesi, iğfal edilmesi, spermlerinin maddi kazanç hesapları peşindeki kadın tarafından irade dışı kullanılması çok tartışılan ‘sperm hırsızlığını’ ortaya çıkartıyor.Bir erkeğin, tecavüz edip hamile bıraktığı kadını doğuma zorlanması ile sperm hırsızlığı yapan bir kadının erkeği iradesi dışında babalığa zorlaması arasında etik olarak hiçbir fark yoktur.” cümleleri her ne kadar kulağa çok mantıklı haklı gelse de;o adama da sorarlar,madem bu kadar değerliydi spermin kardeşim korunma yöntemini kendin uygulasaydın.Yok öyle ben seveyim sevileyim,senin ufaklık gününü gün etsin,sonra ufaklığın tohumlarından mahsul çıkınca tüü olmaz bu haksızlık diyesin.

    Olay ve zikredilen cümleler tam güleriz ağlanacak halimize şeklinde olsa da beni en çok düşündüren o dava sırasında hakim,avukat ve savcıların soracağı olayı açığa çıkarmaya yarayacak sorular oldu.

    -nasıl çaldılar evladım?
    -şimdi hakim amca ışıklar loştu,yatak da açıktı,e kadın da oradaydı,kan başka yerime akınca beyin hücrelerim geçici felce uğradı…

    -evladım ama şimdi seninkine gönüllü dolandırılma da denebiliyor ,aksini nasıl ispatlayacaksın?
    -hakim bey valla bu yaşıma kadar bunca sene kaç tane kadını si…. ay pardon hanımlara sperm verdim ,hiç bir kadın alıp da götürmedi.bu yelloz nasıl yaptıysa aldı götürdü spermlerimi.

    -kızım iddialara ne diyorsun,çaldın mı?
    -aaa ayol üstüme iyilik sağlık,paramıymış bu da elimi attım da çaldım sanıyorsunuz?tamam elimi attım ama kesinlikle çalmak amacıyla değildi.
    -kızım konuyu dağıtma,detaylara gerek yok töbe töbe
    -pardon hakim amca,valla billa çalmam biyolojik olarak imkansız,yani yengeyle kendinizi bi düşünün diycem,var mı yani sizce yolu?

    -hakim bey davalı tarafı olarak şahit bilmemkimi huzura çağırmak istiyoruz.
    -hönkk… neye şahit nerde şahit avukat bey,artık şahit huzurunda mı yapılıyor bu işler ,allahım aklıma mukayyet.

    Bu örnek cümleleri çoğaltıp daha da açabilirim,ama yeni sitemizin saygıdeğer imajını zedelememek uğruna konuyu kapıyorum.Arzu edenler ( yani böyle absurd bir olayı hala okumamayı başarabilenler, size dedim ) şuradaki linkten habere buyurun.
    Bir fıkrayla kapayalım mı konuyu :D

    Bir akşam tiyatrodan çıkmış iki erkek arkadaş yolda yürürlerken önlerinde iyi giyinmiş, şık ve alımlı bir hanımın yürüdüğünü farkederler. Erkeklerden birisi diğerine dönerek, “Bu hanımla bir gece geçirmeye 500 dolar veririm” der. Bu sözleri işiten genç hanım başını çevirir ve “Teklifinizi kabul ediyorum” der. Teklifi yapan erkekle hanım beraberce genç ve çekici kadının evine gidip hemen yatağın yolunu bulurlar. Ertesi sabah apartmanı terkederken, adam kadına 250 dolar verir. Hanım pazarlık bakiyesi parayı ister ve “250 dolar daha vermezseniz sizi dava ederim” der. Adam güler, “Bunu nasıl ve hangi esaslara göre yapacağınızı görmek isterdim”
    deyip apartmanı terkeder. Ertesi gun mahkemeden gelen celp pusulası adamı şaşırtır. Hemen avukatına gidip olayı detaylarıyla anlatır. Avukat, “Bu esaslara istinaden aleyhine bir karar alinabileceğini sanmıyorum. Ancak davanın nasıl sunulup savunulacağını doğrusu pek merak ediyorum” der. Dava başlar ve ön soruşturmadan sonra hanımın avukatı mahkemeye dava konusunu aşağıdaki şekilde arzeder :

    “Muhterem hakim beyefendi, müvekkilem, bu hanımefendi, itina ile yetiştirilip çimlerle örtülü bahçe niteliğinde bir gayrimenkule sahip bulunmaktadır. Bu arazi parçasını belli bir süre için davalı beyefendiye 500 dolar karşılığında kiralamıştır. Davalı gayrimenkulu kira amacına uygun olarak kullanmış ve kira müddeti sonunda tahliye ederken kira bedelinin yarısıolan 250 doları ödememiştir. Kira tutarı yüksek bir bedel değildir, kaldı ki kiralanan yer özel ve yasal bir bölgedir. Dileğimiz adaletin yerine gelmesi ve davalının müvekkileme anlaşmanın bakiyesi olan meblağı ödemesidir.”

    Davalının avukatı bu beklenmedik savunma karşısında şaşırır fakat bir avukat olarak işin enteresanlığından haz duyup ve hemen daha önce hazırladığı savunmasını kenara koyarak davaıi şöyle savunur:
    “Muhterem hakim beyefendi, müvekkilim bu genç beyefendinin, bu genç hanımdan sahibi olduğu gayrimenkulu bir süre için kiraladığı doğrudur ve müvekkilim bu anlaşmadan son derece memnun kalmıstır. Bununla beraber müvekkilim arazide bir kuyu bulmuş ve kuyuyu örgü taşlarıyla donatmış, kuyuya boru indirmiş ve pompa yerleştirmiştir. Bütün bu uğraşların işçilik masraflarını müvekkilim üstlenmiştir.İnancımıza göre bütün bu arazi geliştirme çalışmaları ödenmeyen meblağı karşılayacağından aleyhimize açılan davanın düşmesini talep ediyoruz.”

    Genc hanımın avukatı tekrar söz almış :
    “Muhterem hakim bey, müvekkilem,davalının beyan ettiği gibi arazi üzerinde bir kuyu bulduğunu ve gerekli gelişmeleri yaptığını kabul ediyor ve herhangi bir itirazda da bulunmuyor. Ancak bahis konusu kuyu zaten arazide mevcut idi ve kuyu olmasaydı davalı muhtemelen bu araziyi kiralamayacaktı. Ayrıca arazi tahliye edildiğinde davalı söz konusu ettiği taşları, boruyu ve pompayı sökerek beraberinde götürmüştür. Bu bakımdan davamızda ısrar ediyor ve vereceğiniz kararın adalete uygun olmasını diliyoruz.”

    5 Kişi Yorum Yapmış.

    1. Hay çok yaşa e mi güldürdün beni sabah sabah, hem 1. bölümdeki yorumlarınla hem fıkrayla. Ne diyeyim Allah da seni güldürsün:))))

    2. MeDiKaL says:

      Ben de bir fıkra ile konuya maydanoz olayım :)

      Uzun boylu genç bir kadınla, kısa boylu bir adam hakimin karşısına çıkar. Hakim sorar:

      - Söyle bakalım kızım, bu adamdan niye davacısın?

      - Hakim bey, bu adam bana tecavüz etti.

      - Nasıl tecavüz etti?

      - Sıkıştırıp, ayaküstü tecavüz etti hakim bey!

      - İyi de kızım, bu adamın boyu senden çok kısa... Nasıl olur, boyu yetişmez ki sana?

      - Ayaklarının altına bir limon sandığı koydu, öyle yetişti hakim bey.

      Hakim mübaşire emir verir:

      - Getirin bir limon sandığı!

      Mahkeme salonuna bir limon sandığı getirilir. Hakim, davalı adamı sandığın üzerine çıkartır. Ancak adamın boyu yine de, kadına tam olarak erişmez.

      Hakim kadına döner:

      - Bak kızım, adamın ayağının altına sandık koyduk; boyu yine sana yetişmiyor. Bu halde, bu adamın sana ayakta tecavüz etmesi mümkün değil!

      Kadın yanıtlar:

      - E, biraz da ben eğildim hakim bey!

    3. Tabii ki yazının başlığındaki karikatür 'oversimplification' olmuş. Karikatür dedim ama, 'illüstrasyon' diye düzelteyim. Hayatımda karşı cinsten kimseye iki meme bir kuku, bir de ilave bilmemne diye bakmadım... Aklımı başımdan alan kadınlar çok daha fazlasıydı. Çok ama...

      Hiçbir kadın da bana eminim yıllık 30 bin dolar gelir diye bakmamıştır, zira yuvarlak hesap ona yıllık 300 bin diyelim. :) Yine de öyle bakmamıştır ama... Bakan varsa top olsun. :)

      Senin deyiminle 'sabredip' sonuna kadar okudum tabii ki, her zaman okuyorum... Yazıda 'madem o kadar değerliydi spermin' bölümünü atlamadım; hiçbir erkeğin spermi o kadar değerli değildir -yılda milyarlarca üretilen protein kombinasyonları hiçbir zaman değerli olamaz- ama kadının bu hikayede yaptığı 'spermleri cüzdandan çalmak' olmasa bile 2. derece adi dolandırıcılıktır.

      Kadın milletidir, ne yapsa yeridir... :)

      Gariban erkeklerden ne istiyorsanız artık... Zaten biz bile çoktan feminenleşmeye başladık. "Etekli İktidar" kitabını okuyup yorumlasana burada, tartışalım... Sabaha kadar yorum yazayım sana.

      Sevgilerimle.
      KIRMIZI ADAM

    4. Sis says:

      @ Leylak dalı,
      ne güzel bir gülümseme yarattıysam.gerçi ben her gazete okuduğumda kahkahadan kırılıyorum

      @paytar,
      güzel fıkra.bi de hani rahibeli vardı tavukları ben tutarım diyen:DD

      @kırmızı adam,
      karikatür kadar yazı da olayın absurdluğunu olayı abartılı bir şekilde hicvederek ortaya çıkartma amaçlıydı.

      Şu yazıda adam tarafıyla sadece dalga geçtiğimi,ama kadın tarafıyla hem dalga geçip hem eleştirdiğimi anlayan çıkacak mı acaba...

    Siz de Yorum yapın