Hayal Et

    Yazan: Sis Etiket: »
    Beğeniler


    Hani çook bunaldığınızda birden beklenmedik bir yerde karşınıza bir şey çıkıverir ve sizi tuhaf bir huzurlu ruh haline sürükler. Aşağıda size göstereceğim ev sanırım çok uzun süredir orada, ve ben ilk defa da geçmiyorum önünden. Ama bugüne kısmetmiş eve alıcı gözüyle bakmam. Birbirinin benzeri beton bloklar içinde kendine özgü görüntüsüyle "gel bende yaşa" diye beni çağırdı bu ev resmen. Tabii içinde yaşayanlar var, hatta evin sahibi olan yaşlı adam ayakkabı ve çanta tamir ediyor yazları hemen o kapı basamaklarının dibine bir tabure atıp. Böyle akça pakça nur yüzlü yaşlanmış yaşlılardan kendisi. Bir de kızı sanırım orta yaşa yakın bir genç kadın gördüm ki yaşlı adamın yanına bir yer minderi atıp meyve soyup ona veriyor o çalışırken. Kafamda eve yazdığım senaryoya göre bir aile evi burası. Bir kaç kuşak birlikte oturuyorlar. Tabii bu evin hala sürekli yeni binalar ( imar 5 kata veriliyor ve haliyle tüm eski binalar yani tarihi eser olmayanlar yıkılıp yeniden yapılıyor) bir sokakta bu haliyle var olabilmesi o yaşlı adamın inadından bence. Bunun biraz ilerisinde tarihi eser olup aslına göre restore edilmiş eski Türk evi tarzı binalar var, bir de o eski çini kaplı duvarları olan minik bir köşk var.

    Bu sokak Valideçeşmede. Tüm Valideçeşme bölgesi sarayın ve saltanatın Dolmabahçe sarayına taşınması sebebiyle oluşmuş bir semt. Saray görevlileri, yakınları ve saraya yakın ikamet etmek isteyen varlıklı aileler hep buralarda ev yaptırmışlar zamanında. Şu anda Sıraevler diye bilinen yer saray görevlilerinin yaşadığı binalarmış. Ve hiçbirinde mutfak olmamasının sebebi ise saray mutfaklarında pişen yemeklerin katırlarla bu evlere taşınmasıymış.

    Ben daha doğmadan annemle babam Teşvikiye Kalıpçı sokakta deniz manzaralı üç katlı bir ahşap tarihi köşkte bir süre kiracı olarak oturmuşlar. Bu bahsettiğim 60 lı senelerin başları. İlk Teşvikiyeye geldiğimde çok aramıştım o evi nerede olabilir diye. Tahminim ben aramaya başlamadan yıllar önce yıkılıp yerini o 5-6 katlı beton bloklardan birine bırakmıştır.

    Ben çok seviyorum böyle kendine özgü ruhu olan evleri. Belki bu şehirdeki ilk evimin Tünelde bilmem kaç yıllık eski bir ceneviz binası olmasının etkisi vardır. Akan çatısı, ahşap olması sebebiyle fareye müsait olması, daha bir dolu olumsuz yanı olmasına rağmen çok severek oturduğum; terasına ve deniz manzarasına bir de tavandan yere uzanan pencerelerine hasta olduğum bir evdi.









    Bu alttaki resimler aynı sokakta ama bu kadar bakımlı olmayan başka evlere ait.



    8 Kişi Yorum Yapmış.

    1. BG says:

      Ben de severim eski yapıları.

    2. Adsız says:

      :) eski, ruhu olan evler..

    3. su says:

      eski evler kadar eski ahşap kapılarada bayılırım.yazıyı çok severek ve hissederek okudum.öyle bir evde yaşamayı çok lüks bir evde yaşamaya tercih ederim.

    4. d@phne says:

      Bu yazı aklıma iki şey getirdi:
      1-Ally McBeal
      2-Sakız hanımla Mahur bey
      ne alaka diye merak edersen hafta sonu sorarsın ,anlatırım :))

    5. Sis says:

      Benay,Esotron,şekom,

      demek ki ruhu olan mekanları çok kişi seviyor . Ne güzel.

      Daphne,

      e iyi de şimdi bu yorumu okuyanlar da merak etcek ama. Bi zahmet açıklasan burda. Ally Mcbeal seyrettiğim halde bağlantı kuramadım, Sakız hanımla Mahur bey ise hiç aşina değil.

    6. d@phne says:

      Peki o zaman, yazayım.
      1- Ally McBeal sezon ya 4 ya 5, Ally yolda yürürken aniden eski, döküntü bir ev görür ve eve aşık olur. O evi satın alır, onarır, içinde şarkılar söyler, hayaletler görür. Fakat sonunda güzel bir ev haline getirir.
      2- Sakız Hanımla Mahur Bey'e gelince. Aşağıda:
      Çocukluğumun geçtiği o eski mahallede
      Aşı boyalı ahşap eski bir evde otururlardı
      Sakız Hanım‘la Mahur Bey
      Bembeyaz tenli bembeyaz saçlıydı Sakız Hanım
      Zaten onun için Sakız Hanım derdik kendisine
      Pamuk gibi elleriyle kemençe çalardı
      Eşi Mahur Bey önce biraz nazlanır
      Sonra o da kanunuyla eşlik ederdi Sakız Hanım‘a
      Beraber meşk ederlerdi

      Yaz akşamlarında açılırdı perdeler
      Yorgun ellerinden dökülürdü nağmeler

      İki yıl kadar oluyor önce kanun sustu o eski evde
      Bir kaç ay sonra da kemençe
      Ve aşı boyalı ahşap evin perdeleri
      Bir daha açılmamak üzere kapandı
      Evin satılacağı söylentileri başlayınca gittim
      İçeri girdiğimde eski bir koltuğun üzerinde
      Boynu bükük bir kanun
      Ve kanunun göğsüne yaslanmış mahsun kemençeyi gördüm
      Bizi rahatsız etmeyin der gibiydiler
      Kıyamadım
      Uzaklaştım

      Mahur Bey susunca kapandı perdeler
      Sakız Hanım‘la bitti o hüzünlü nağmeler
      Bu linkte de şarkıyı dinleyebilirsiniz:
      http://www.youtube.com/watch?v=KVpYVcWzlr8

    7. Sis says:

      Anam kadındaki hafızaya bak. Biz kaç sene önce seyrettik canım Ally Mcbeali,10 sene mi? Hani olayı hatırlaman yetmiyor bi de sezonunu hatırlıyorsun :))))

    8. evrim says:

      Ruhu olan evler, sokaklar, semtler..
      Ben de sırf bu sebeple sık sık Kuzguncuk'a giderim mesela.Aralara,derelere girer,çıkar,çeker gelirim.
      Hmmm..
      Güzel yazı, sevdim Sis.. :)

    Siz de Yorum yapın