Yazarı :Kunal Basu
Yayınevi :Literatür Yayınları
Basım Tarihi : 10 - 2005
Çeviren :Selim Özgül
Sayfa sayısı :323
Sevgili SU'nun çok değerli bir kitap tavsiyesi.Gelin Su'nun sözleriyle başlayalım kitabı tanımaya.
Belkide 'Benim Adım Kırmızı' romanından çok etkilendiğim için hiç düşünmeden aldığım bir kitaptı.Yazarın Orhan Pamuk'tan esinlenerek yazdığı düşünülmüş bu kitabı...
16.y.y. da Ekber Şah'ın sarayında yaşamış nakkaş Behsad'ın macerasıyla karşılaşıyoruz bu kitapta..Moğol imparatorluğunun en ünlü hükümdarı olan Ekber Şah'ın etrafına toplamaktan hoşlandığı İran'lı nakkaşlardan birisi Behsad.Resimden başka birşey düşünmesin diye babası tarafından okuma yazması engellenir.Behsad'ın çocukluktan başlayarak ölümüne kadar geçen sürenin anlatıldığı kitap son derece akıcı bir dille anlatılmış.Üvey annesine olan aşkını,bir daha eline kalem almamaya yemin ettiği pek çok protestolu dönemini,ukalalıklarını,çizdiği sakıncalı ve cesur resimlerinden dolayı sürgün edilmesini keyifle okuyacaksınız.
Suret çizenlerin kıyamet gününde cezalandırılacağına inanılan bir dönemde ve hükümdarlık da minyatürcülüğün ne kadar riskli bir görev olduğunu düşünün.Minyatür geleneğinde kural;resmin donuk,saf ve perspektifsiz olması.İşte Behsad'ın tüm bu kurallara ve devrin geleneklerine başkaldırdığı bu kitap eminim sizide saracak.
Behsad daha küçük bir çocukken saray memuru Kasım Mirza'nın resmini çizer.Babası sorar:'Niye Kasım Mirza'nın yüzünün bir tarafı koyu,diğer tarafı açık renk'?Behsad şöyle der:'Bu onun gölgesi'..Baba cevap verir:'O gölge senin gözlerine ait Behsad,resme değil'....
Bu da Kitabın arka yüz bilgisi:
Hint- Moğol İmparatorluğu'nun en güçlü olduğu yıllarda, Hindistan'ın büyülü
topraklarında aşka, savaşa ve sürgüne yazgılı bir minayatür sanatçısı doğar. Çocuk Behzad, uçurtmalarının üstüne komşularının resmini yapar ve onlarla kendince dalga geçer. Babası izin vermediği için okuma yazma öğrenemez. Ancak dönemin en iyi hocasından minyatür dersleri alır. O artık "Küçük Üstat"tır. Genç Behzad, Hint- Moğol hükümdarı Ekber için minyatür çizer; yetenekli, bir o kadar da ukaladır. Deli gibi aşık olmuştur, hem de üvey annesine. Çizdiği resimler sakıncalı bulununca, sürgün edilir; gittiği diyarda savaşı, aşkı, sefaleti ve övgüyü tadar. Olgun Behzad, Ekber ölüm döşeğindeyken Agra'ya, sanatına ve hükümdarına geri döner. Hala en iyi minyatürcü, en çılgın hayalci, en tutkulu aşık odur. Tüm kadınların ötesinde iki büyük aşkı vardır: sanatı ve...
GİTTİK/GEZDİK/GELDİK 6-ANTWERP
-
Belçika'yı Brugge ile sınırlı bırakacağımızı düşünmediniz umarım 😀 Kız
kardeş Jules Verne'nin romanlarından aklında kalan Anvers'i (Antwerp,
Antwerpen, ...
3 saat önce
teşekkürler şekoşum:)