Çeviren : Tahsin Yücel
Yazar : Albert Camus
Özgün dili : Fransızca
Özgün adı : Le Mythe de Sisyphe
Kitap türü : deneme
Sayfa sayısı : 148
Yayın tarihi : 1997-2002
Sisifos Söyleni, Fransız yazar ve düşünürü Albert Camus`nün II. Dünya Savaşı ortasında yayımlanan deneme kitabıdır. 1942 yılında Fransa`da Le Mythe de Sisyphe adıyla basılmıştır. Kitap, adını Yunan mitolojisinden alır. Yaşamı ve intiharı sorgularken, saçmayı başka bir deyişle uyumsuzu anlatır.
"gerçekten önemli olan tek bir felsefe sorusu vardır: intihar. yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir."... diye başlar kitap.
Aslında kitap neden intihar etmiyoruz da yaşamaya didiniyoruz,ve sonunda ölüm olan bir yaşamı yaşamaya değer mi gibi soruları sormaktadır.Hiç bir işe yaramayacağını bile bile inatla, hevesle yaşamaya devam ederiz ve hatta üstüne dünyevi zevklere, hırslara bile kapılırız.Ne yazık ki bizleri Sisyphos'dan ayıran şey onun içinde yaşadığı kusursuz ve kapalı sarmal yerine,bizlerin diğer bireylerin etkisiyle kirlenmiş ortamlarda kendi kayamızı taşımaya çalışmamızdır.Zordur;zira kayayı taşıma mücadelesinde, bazen kendi düşer insanın. Ve mücadelesi ne kadar anlamlı olsa da, insanın kendini kaldırıp devam etmesi, kendi dışında bir kayayı kaldırmaktan çok daha zorludur.Kitaptaki bir cümle şöyle der:
''mantıklı olmak her zaman kolaydır,sonuna kadar mantıklı olmak ise neredeyse imkansızdır''
İlk defa 23 yaşında okuduğum,dün gece yine bahsettiğim bireylerin kirlettiği ortamda kayamı taşımaya çalışmak zorunda kalmamın etkisiyle tekrar aklıma düşen,ve tekrar okuyup bitirdiğim kitap.İlk okuduğum zaman bana düşündürdüğü şey 20 yıldır değişmemiş .Bu kitabı okursanız sizi düşünmeye sevk edecektir.Ve düşünmeye başlarsanız bunun geri dönüşü yoktur,olamaz.
Wikipedi de ise şöyle der:
Sisifos, Homeros`a göre ölümlülerin en bilgesiydi. Tanrıları kızdırması sonucu bir kayayı dağın tepesine çıkarmakla cezalandırılmıştı. Tam çıkardığı sırada taş aşağı yeniden yuvarlanıyor, taşın ardından bakan Sisifos aşağı inip tekrar taşı çıkarmaya çalışıyordu. Camus`ye göre bu kısır döngüyü trajik yapan da kahramanın her deneyişinde tekrar düşeceğini bile bile taşı çıkarmaya gayret etmesidir.
Camus saçma kavramını burada kurar, yaşamın beyhudeliğinin bilincinde olan insan. Bu durum bütün dinlerin temelini oluşturur ve din sayesinde yaşama anlam verilebilir. Fakat Camus bunu kabul etmez, en büyük uyumsuz kahraman Sisifos üzerine saçma`nın farkındalığının tarihsel gelişimini anlatır.Dağın tepesinden kayanın düştüğünü gören Sisifos, inişi sırasında düşkün durumunun bütün enginliğini bilir. Ama Sisifos tanrıları yadsıyan ve kayaları kaldıran üstün sadıklığı öğretir. O da her şeyin iyi olduğu yargısına varır. Bundan dolayı da "Sisifos`u mutlu olarak tasarlamak gerekir."
Camus, pes etmez.Sisifos`un durumuna sonsuza kadar çare bulamayacağını bilir. Fakat, saçmanın geriletilebileceğinin farkındadır. Bu yüzden " tepelere doğru tek başına didinmek bile bir insanın yüreğini doldurmaya yeter. " diyerek intiharı haksız çıkartır.
KENDİM YAZDIM, KENDİM ÇİZDİM - 2 -
-
Aynı apartmanda oturan komşusu Sinem'i çok seven ve onu telefonuna bile
"canım komşum" diye kaydeden Ayşe' in bilmediği bir şey vardır:
Çok sevdiği k...
1 saat önce
Burada belki sisyphosu tanımak gerekmektedir.
Aiolos'un oğlu, Korint kralı Sisyphos tanrı-ırmak Asopos'a, kızı Aigina'nın Zeus tarafından kaçırılmış olduğunu söyleyerek Zeus'u ele vermesine karşılık kalesi içinde bir pınarın akıtılmasını sağlar.
Bu hainlik Zeus'un öfkesine neden olur. Zeus ona ölüm meleği Thanatos'u gönderir. Sisyphos, Thanatos'u zincire vurur; onu özgürlüğüne kavuşturmak için Zeus müdahale etmek zorunda kalır. Ölüler Ülkesine götürülen Sisyphos kaderine katlanmak istemez. Kendisine cenaze töreni yapmamasını karısından ölmeden önce istemiştir. Törensizlği hoş karşılamayan Hades, dinsiz karısını cezalandırması için Sisyphos'un yeryüzüne dönme önerisini kabul eder... Sisyphos daha yıllarca yeryüzünde yaşayacaktır.
Nihayet, gerçek ölümünde cezalandırılır. Ölüler Ülkesi tanrıları onu sonsuza dek taş yuvarlamaya mahkum ederler; hedefe her yaklaşmada taş yine aşağıya düşer.
Şimdi,siyphos tarıları kandırmaya cüret etmiş ilk insanoğludur mitolojiye göre.Ayrıca Hades'e Ölülerin yeraltı şehrine girip çıkmayı da başarmış ilk insanoğludur.Ayrıca tanrıların verdiği cezadan yenilmeden çıkmayı da başarmıştır hem de sonsuzluk diliminde.Sisyphos yenilir ve acı çekmeye devam ederse bu tanrıların zaferi olurdu ama o direniş gösterdi ve zafer kendine geçti.
Anlayacağınız 3 büyük günahı işlemiş birisiydi.
Br açıdan ise ''unique ''birisiydi.yaratılan mitolojik dünyadaki en büyük günahları başarıyla işlemeyi başarmış bir insanoğlu.
Camus zaten intiharı savunan bir varoluşçu değildir.Onu yapan kişi Sartre'dir.Camus Sisyphosun cezasında bile kazandığı zaferleri göz önünde blundurarak bir mutluluk yakaladığını söylemekte ve bu sebeple intiharı geçersiz kılmaktadır.
Sartre'yi ve onun felsefesini başka bir kitap tanıtımı ayağıyla tartışmaya bırakıyorum.