Benim hediyem değil hediyelerim oldu yaşamım boyunca.En başta babam,beni öyle bir eğmeye kalkıştı ki;ardından nasıl güçlü bir insan yaratacağını öngöremedi.Taa ki o güçlü insan ona "hop dur bakalım,artık bu 3 kadına eziyet etmene izin vermiyorum " dediğinde anladı belki.
Sonra hayatıma giren erkekler benim hediyemdi,her biri bugünkü ben olmama yaptıklarıyla harç sağladılar.Ve ben bugünkü benden çok memnunum.
Hastalıklarım hediyemdi,kendime acımamayı öğretti bana.
Sevdiklerimin hastalıkları hediyeydi,onlara daha çok önem vermeyi,sakınmayı öğretti.
Ölen bebeklerim de bir şekilde hediyeydi,yaşayan bebeğime her şeyi sonuna kadar vermeme sebep oldular.
Bebeğim ,oğlum,hayatımın en büyük hediyesi;onca sene pekiştirdiğim sertliğimi insanca sınırlara çekmemi sağladı.
Dostum,geç gelen hediyem ,ama şartsız kayıtsız nasıl dost olunuru öğretti bana.
Canımı yakan insan ,o bile bana bir şekilde insanlardan uzak kalmamı öğretti,hala canımı yaksa da.
Bu en fazla 90 yıl sürebilen ölümlü hayatımızda;başımıza gelen her şey ,bizi biz yapmaya yarayan bir hediye aslında.Önemli olan geriye dönüp baktığımızda hediye paketini nasıl gördüğümüz.
Önemli olan şudur bence.Biz acaba kimler için paket kağıdı çok sade olan,ama içinden janjanlı kağıtlarla birlikte fırladığımız bir hediye paketi olabildik?
Her anımız bize hediye,hiç bir şey olmadı insan olduğumuzu hissettiriyor;iyi veya da kötü insan olmaksa hediyelerimizi kime ve nasıl vermek istediğimize bağlı.
Bu yazı Öykü atölyesi için yazıldı.
GİTTİK/GEZDİK/GELDİK 6-ANTWERP
-
Belçika'yı Brugge ile sınırlı bırakacağımızı düşünmediniz umarım 😀 Kız
kardeş Jules Verne'nin romanlarından aklında kalan Anvers'i (Antwerp,
Antwerpen, ...
5 saat önce
çok güzel bir makale olmuş tebrik ederim
Hediye kavramına farklı bir bakış açısı. Bu cesur yaklaşım için sizi tebrik ederim.Adeta bir yaşam dersi.
Mutluluklar diliyorum.
Sevgiler...
Teşekkürler hediye.
Asuman sizin yazılarınızın tadı gibi değil ama kendimce bir şeyler işte.
Bravo