Mahlas, Türk halk edebiyatında, şairlerin asıl adlarının yerine kullandıkları takma ada denir. Rumuz, takma ad, ayama, rumuz veya lakap, ismini açıklamak istemeyen kişilerin sanal veya gerçek dünyada kullandıkları sahte isim veya yer tutucudur. Rumuzun İngilizcesi nicknamedir. Bir bilgisayar terimi olarak da kullanılmaktadır. İnternet yaygınlaştıkça "nickname" (veya Türkçe "takma ad") kullanımı artmıştır. İnsanlar sanal ortamda nicknameleri gerçek kimliklerini gizlemek için kullanmaktadırlar. Günümüz Türkçesinde, nickname, İnternette beli bir iletişim (haberleşme) hizmetini, düzenli olarak kullanmak isteyen kişinin, kendi adından farklı olarak, bu hizmeti, gerçek adını gizleyerek kullanmak için, kendine taktığı ad veya ad yamasıdır. Alias,diğer ismiyle, öteki ad ,takma ad demektir İngilizcede.
Yukarıdaki bilgiler wikipediden alınmadır. Şimdi neden bu konuya dair yazdığıma gelelim. Dün akşam sadece sanal ortamdan tanıdığım bir başka blog yazarı ile yine sanal bir iletişim aracında ,aramızda aşağıdaki diyalog geçti. Noktasına virgülüne dokunmadan sadece isimleri silerek yazıyorum. Parantez içleri kendi iç sesimdir.
-sis baksana
-efem
-ben dün seni aradım
-aradım derken ?? ( nasıl yani telefonla mı,e arasa niye haberim olmadı ki ?)
-yok seni googleda aradım
-alla alla tuhaf geldi ama e iyi yaptın ne diyeyim ( beni googlelamak mı,hadi bakalım ne çıkacak altından)
-sen sahtesin kızım senin nicklerin dışında bi şey bulamadım.
-sahte derken ??
-basbayaa sahtesin işte.herşeyin sadece nicklerinle yaptıkların.ismine cismine dair hiç bir şey yok
-hmmmmm
-şişşş ordamısın
-ya işyerindeyim de kusura bakma.bana müsade iş yoğunlaştı.( sizin gibileri ben çok arayıp da mı buluyorum yaa )
Gelelim bu ne demektire. Şimdi benim online dünyayla tanışmam sanırım 1995 veya 1996 senesinde başlamıştır. İlk Diablo oyununu online Battle Net server üzerinden oynarken başlamıştım sanal bir kişilik de oluşturmaya. O dönemin olmazsa olmazları IRC ve ICQ üzerinde de profillerim oldu zamanla.İlk Diablo karakterimin adı " Sisyphos " idi. Farklı bir savaşcı karakteri açmayı istediğimde bunu sistem gereği başka bir adla " Sishy The Rouge " adıyla açtım. Hatta bu adla kurduğum bir klanım bile oldu zaman içinde. Zaman içinde farklı oyun platformları ve farklı sitelerde ne zaman bir profil açmam gerekse " sisyphos " zaten kullanılmış olduğu için nickim bir tek harf eklememle bana özelleşti ve " Sishyphos " halini aldı. Bu nicki alamadığım yerlerde ise tek bir başka nick aldım ,o da " Goldilock " oldu hep. Demem şudur ki,ben yaklaşık 15 senedir sanal dünyada sadece bu iki nickname ile yer aldım.Hiç bir zaman farklı nicklere bürünmeyi düşünmedim. Çünkü benim yarattığım bu sanal profil de aslında beni yansıtıyor.
Çoğumuz gibi benimde bir gerçek ad ve soyadım var tabii ki.Ve o gerçek ad-soyada ait olan işyerleri ,bir aile,gerçek fiziki dünyada yer alan bir hayat var. Hiç bir zaman istemedim açıkçası,bir gün işyerimde birinin beklemediğim anda karşıma çıkıp da " eki eki ben bilmemne oyun sitesinden dark ox,beni hatırladın mı ? " demesini. Benim iş dünyam bunu kaldırmazdı,hala da kaldırmaz. Açıkçası böyle zoraki tanışmalara,karşılaşmalara da sıcak bakmıyorum. İşte bu yüzden ben sanal dünyada nicklerimle varım. Yukarıdaki sohbette yer alan densiz,adım gibi eminim nickim değil de gerçek ad-soyadımı bilseydi mutlaka bir gün karşıma çıkıp o eki eki muhabbetini yapardı. Ve ben sanal dünya konusunda normal insanların azınlıkta,anormal insanların çoğunlukta olduğunu bilecek kadar tecrübeli olduğuma inanıyorum. Üzerine bir de belayı ve anormali çekiş potansiyelimi düşünürsek,hiç kimse kusura bakmasın,ama ben bu kadar sapık ruhlu insanın kendilerini saklayarak cirit attığı bir platformda hayatta kendi ismimi soy adımı yazmam. Sapık ruhlu olmayıp da,sadece dindirilemez merakı yüzünden sanal arkadaşlarını Google marifetiyle arayan; yalan yanlış bulduğu ilk bilgiyi de " ama sen bana ben burdayım demiştinnnn,ama bak google diyor ki sen Kars'ta yaşıyormuşsun " tadında öne süren çokbilenlerin de olduğunu biliyorum.Bunlar kendilerini bilge,Google ı ise tanrı olarak görenler sanırım.
Ama bir farkım var. Ben sanal platformlarda "ahmet " diye gelip ,sonra işi batırınca gidip "mehmet " diye gelenlerden değilim. Bunlara zaman içinde o kadar çok tanık oldum ki. Kendilerinden başka herkesi salak zannedip,sadece e-mail adreslerini saklamakla farklı bir kişilik yaratıp,o kişilikle de her boku yiyebileceğine inanan insanlar bunlar. Yaptıklarının sadece kendilerini kandırmak olduğunu anlamalarına ise IQ değil EQ gerekiyor. Anlayabilirmisiniz bilmem,ama benim sanal nicklerle yaratılmış karakterlerim bile belki sanal dünyada yaşayan çoğu insandan daha gerçektir. Çünkü o nickler,sadece fiziki dünyasına ait bilgilerini gizlemiş olan benim sanal yansımalarımdır. Yazdıkları,söyledikleri,tepkileri,hatta yeri geldiğinde küfür etmeleri bile benim gerçek olan beynimden çıkmadır.
Açıkçası nicknamelerimi Google da aradığınızda bulduğunuz bilgilerin % 95 i bana aittir. Buna zamanında salak bir kadının "eki eki bak ne itiraf etmiş " diye yazdıkları da dahildir. Ailecek gülüyoruz onları okuyunca. Gerçek adımı soranlara söylemem,söylediğim insanlara ise doğrusunu söylerim. Tanıdığım herkese de facebook dahil gerçek bilgilerini vermemelerini öneririm. Şunu unutmayın,sanal dünyada siz gibi ,biz gibi normal insanlardan daha fazla, yetersizliklerini sanal dünyada tatmin etmeye uğraşan kişiler var. Ve o kişilerin sapıklık derecesi olup olmadığını ancak onlara yakınlaşıp tanıdığımızda anlayabiliyoruz,iş işten geçmiş de olabiliyor.
Yukardaki sohbetteki arkadaş mı ? Silindi ve engellendi...
Yukarıdaki bilgiler wikipediden alınmadır. Şimdi neden bu konuya dair yazdığıma gelelim. Dün akşam sadece sanal ortamdan tanıdığım bir başka blog yazarı ile yine sanal bir iletişim aracında ,aramızda aşağıdaki diyalog geçti. Noktasına virgülüne dokunmadan sadece isimleri silerek yazıyorum. Parantez içleri kendi iç sesimdir.
-sis baksana
-efem
-ben dün seni aradım
-aradım derken ?? ( nasıl yani telefonla mı,e arasa niye haberim olmadı ki ?)
-yok seni googleda aradım
-alla alla tuhaf geldi ama e iyi yaptın ne diyeyim ( beni googlelamak mı,hadi bakalım ne çıkacak altından)
-sen sahtesin kızım senin nicklerin dışında bi şey bulamadım.
-sahte derken ??
-basbayaa sahtesin işte.herşeyin sadece nicklerinle yaptıkların.ismine cismine dair hiç bir şey yok
-hmmmmm
-şişşş ordamısın
-ya işyerindeyim de kusura bakma.bana müsade iş yoğunlaştı.( sizin gibileri ben çok arayıp da mı buluyorum yaa )
Gelelim bu ne demektire. Şimdi benim online dünyayla tanışmam sanırım 1995 veya 1996 senesinde başlamıştır. İlk Diablo oyununu online Battle Net server üzerinden oynarken başlamıştım sanal bir kişilik de oluşturmaya. O dönemin olmazsa olmazları IRC ve ICQ üzerinde de profillerim oldu zamanla.İlk Diablo karakterimin adı " Sisyphos " idi. Farklı bir savaşcı karakteri açmayı istediğimde bunu sistem gereği başka bir adla " Sishy The Rouge " adıyla açtım. Hatta bu adla kurduğum bir klanım bile oldu zaman içinde. Zaman içinde farklı oyun platformları ve farklı sitelerde ne zaman bir profil açmam gerekse " sisyphos " zaten kullanılmış olduğu için nickim bir tek harf eklememle bana özelleşti ve " Sishyphos " halini aldı. Bu nicki alamadığım yerlerde ise tek bir başka nick aldım ,o da " Goldilock " oldu hep. Demem şudur ki,ben yaklaşık 15 senedir sanal dünyada sadece bu iki nickname ile yer aldım.Hiç bir zaman farklı nicklere bürünmeyi düşünmedim. Çünkü benim yarattığım bu sanal profil de aslında beni yansıtıyor.
Çoğumuz gibi benimde bir gerçek ad ve soyadım var tabii ki.Ve o gerçek ad-soyada ait olan işyerleri ,bir aile,gerçek fiziki dünyada yer alan bir hayat var. Hiç bir zaman istemedim açıkçası,bir gün işyerimde birinin beklemediğim anda karşıma çıkıp da " eki eki ben bilmemne oyun sitesinden dark ox,beni hatırladın mı ? " demesini. Benim iş dünyam bunu kaldırmazdı,hala da kaldırmaz. Açıkçası böyle zoraki tanışmalara,karşılaşmalara da sıcak bakmıyorum. İşte bu yüzden ben sanal dünyada nicklerimle varım. Yukarıdaki sohbette yer alan densiz,adım gibi eminim nickim değil de gerçek ad-soyadımı bilseydi mutlaka bir gün karşıma çıkıp o eki eki muhabbetini yapardı. Ve ben sanal dünya konusunda normal insanların azınlıkta,anormal insanların çoğunlukta olduğunu bilecek kadar tecrübeli olduğuma inanıyorum. Üzerine bir de belayı ve anormali çekiş potansiyelimi düşünürsek,hiç kimse kusura bakmasın,ama ben bu kadar sapık ruhlu insanın kendilerini saklayarak cirit attığı bir platformda hayatta kendi ismimi soy adımı yazmam. Sapık ruhlu olmayıp da,sadece dindirilemez merakı yüzünden sanal arkadaşlarını Google marifetiyle arayan; yalan yanlış bulduğu ilk bilgiyi de " ama sen bana ben burdayım demiştinnnn,ama bak google diyor ki sen Kars'ta yaşıyormuşsun " tadında öne süren çokbilenlerin de olduğunu biliyorum.Bunlar kendilerini bilge,Google ı ise tanrı olarak görenler sanırım.
Ama bir farkım var. Ben sanal platformlarda "ahmet " diye gelip ,sonra işi batırınca gidip "mehmet " diye gelenlerden değilim. Bunlara zaman içinde o kadar çok tanık oldum ki. Kendilerinden başka herkesi salak zannedip,sadece e-mail adreslerini saklamakla farklı bir kişilik yaratıp,o kişilikle de her boku yiyebileceğine inanan insanlar bunlar. Yaptıklarının sadece kendilerini kandırmak olduğunu anlamalarına ise IQ değil EQ gerekiyor. Anlayabilirmisiniz bilmem,ama benim sanal nicklerle yaratılmış karakterlerim bile belki sanal dünyada yaşayan çoğu insandan daha gerçektir. Çünkü o nickler,sadece fiziki dünyasına ait bilgilerini gizlemiş olan benim sanal yansımalarımdır. Yazdıkları,söyledikleri,tepkileri,hatta yeri geldiğinde küfür etmeleri bile benim gerçek olan beynimden çıkmadır.
Açıkçası nicknamelerimi Google da aradığınızda bulduğunuz bilgilerin % 95 i bana aittir. Buna zamanında salak bir kadının "eki eki bak ne itiraf etmiş " diye yazdıkları da dahildir. Ailecek gülüyoruz onları okuyunca. Gerçek adımı soranlara söylemem,söylediğim insanlara ise doğrusunu söylerim. Tanıdığım herkese de facebook dahil gerçek bilgilerini vermemelerini öneririm. Şunu unutmayın,sanal dünyada siz gibi ,biz gibi normal insanlardan daha fazla, yetersizliklerini sanal dünyada tatmin etmeye uğraşan kişiler var. Ve o kişilerin sapıklık derecesi olup olmadığını ancak onlara yakınlaşıp tanıdığımızda anlayabiliyoruz,iş işten geçmiş de olabiliyor.
Yukardaki sohbetteki arkadaş mı ? Silindi ve engellendi...
çok enterasan buldum yazıyı..çokda güzel yazılmış.benim fikrimse;sanal arkadaşlarımın yine sanal ortamlarda kalması.onlar orada sanal halleriyle güzeller ve değerliler.üstelik sanal kalmaları bende hep sihirli bir etki bırakıyor.kimileri çok özel benim için ve sanalda olsalar seviyorum onları:)
ben de yanı fikirdeyim su'cuğum. adı üstünde sanal. fakat bazı insanlar ilişkinin sanalını da beceremiyor, gerçeğini de. o zaman "iyi ki gerçekten karşımda değil bu,yolardım ben bunu" diye düşünüyorum. Yakın zamanda bir örneğini yaşadık
"Sanal ilişki" veya "ilişkinin sanalı" ne demek? Yorumlarda rastladım, merakımdan sormak istedim sadece. Harf hatası yok değil mi?
"Sanal ortam" ne demek peki? Gerçeğin yansıması olan bir ortam ve orada yazı yazan sanrılar mıdır tanım? Bir başka deyişle, bu 'ortamda' gerçek olmayan birşey var mıdır? Sanal mısınız hepiniz?
Sanal kelimesine de wikipedia bir tarif getirmiştir elbet ama, 'arkadaş' yada 'ilişki' kelimelerini google falan değil insanlar tanımlamalı bence.
Yok, polemik yaratmak için yazmadım. Durup düşünmeli belki de kavramlar üzerinde; söylemeden, yazmadan önce.
Selam ve sevgilerimle,
KIRMIZI ADAM
Sanal ilişki demek ( ilişki derken TDK daki karşılığı ile şöyle: İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas ),sanal olan ortam ki internettir oradaki her tür temas demek.
Ve evet ben bu siteyi okuyan yazanlar için sanalım.