İstanbul'da yaşayıp da saatle işinizin olmaması neredeyse imkansızdır. 8:15 vapuru (sevgili Sezen'in şarkısındaki gibi), 7:20 otobüsü, 9'da gelen tren, köprüyü saat 7'den önce geçmiş olmak, akşam eve dönerken saat 5 olmadan köprüyü geçmek, yoksa geçememek, gidilecek her randevu için en az 1 saat önceden evden çıkmak. Bunlar İstanbul'da yaşayanların her an aklında ve dilindedir mutlaka.
Bu sabah şehri her zaman alışık olduğumdan daha farklı bir zaman diliminde geçtim. Kızım oynadığı basketbol takımıyla birlikte Adana'ya gideceği için takımın havaalanına gitmek için hareket edeceği Fenerbahçe Dereağzı Tesisleri önüne gitmek üzere 05:00'de Çekmeköy'deki evimden çıktım. Hergün işe gitmek için kullandığım yolları bu kez sabahın köründe , bomboşken geçtim. Kentim çok güzeldi, serin bir bahar sabahı, sabah ezanı okunuyordu.
En erken kimler işyerini açar bilir misiniz? Fırın ve marketleri gördüm ben o saatte. Ve hareket halinde arabadan bir iki erken şehir fotoğrafı.
Ve en son eve dönerken şehri sis bastı. Pazartesi sabahı işe gidecekler Allah kolaylık versin. Bu da evimin terasından sis fotoğrafı
GİTTİK/GEZDİK/GELDİK 6-ANTWERP
-
Belçika'yı Brugge ile sınırlı bırakacağımızı düşünmediniz umarım 😀 Kız
kardeş Jules Verne'nin romanlarından aklında kalan Anvers'i (Antwerp,
Antwerpen, ...
5 saat önce
casinoda çalıştığım süre boyunca çok çok iyi bildiğim saatlerdi.Çöpçüler köpekler bi de biz Casino çalışanları olurduk o saatte sokaklarda.