Gözümün Yaşı

    Yazan: Sis Etiket: »
    Beğeniler


    İlk ne zaman gözümüz yaşarır,ilk ne zaman ağlarız?
    Ben ilk ağlamaya anne olduktan sonra başladım.O zamana kadar da ağladım tabii ki.Ama ağlamalarım hep belli bir sebeptendi.Ya sinirden,ya duyguları dışa vuramamaktan,ya öylesine kala kalmaktan ve sonrasında hırsı kendimden çıkarmaktan.Oğluma ilk baktığım anda koşulsuz ağlamayı öğrendim.Sadece ve sadece o varlığa dokunabilmek o kadar içimi etkilemişti ki,bu duyguyu sadece ağlayarak dışa atabildim.Sonra zaman içinde farklı ağlamalarım oldu.Çaresizlikten ağlamalar ( 7 aylık bebeğim astım krizine girmişken ve yüzünde oksijen maskesini tutturmazken ),veya sana sen bu evladının bir ihtimal 20 yaşını görürsün dendiğinde.Şimdi şöyle bir geçmişimde dolandığımda,en sevdiğim kan bağımın teşhisinde de ağladım ona göstermeden.Zarar vermesin diye kendi ebeveynime zarar vermek zorunda kaldığımda ağladım her ne kadar o ağlamasa ve anlamasa da.Ama sanırım en çok ağlamalarım son bir kaç yılımda başladı.Misal,bu akşam bir bilim kurgu dizisini seyrederken yapay bebek anne karnında öldü diye ağlayabildim.Önceden seyredebildiğim korku filmlerini artık seyredemiyorum.Bir film veya dizide çocuklarla ilgili olumsuz bir öğe varsa bakamıyorum.Oğluşum uyurken eğer ona bakmaya gidersem gözlerim takılıp kalıyor.Akmasınlar diye tutuyorum yaşları.Ne peki beni bu kadar kolay ağlar hale getiren?Ben hala aynı cadıyım,hala aynı gudubet insanım,hala aynı duygulardan arınmalıyız diyen kişiyim.
    Cevap:
    Sanırım yaşlanıyorum.
    Eskisi gibi duygusal kazıklara amaaann boş geç diyemiyorum.Eskisi gibi beni kıranlara "len ben varken sen yoktun ki " felsefesiyle yaklaşamıyorum.Hümanist olmadım ama en sanal şebeğe bile " aa o da insan bir yerde "diye yaklaşıyorum.Hoş görüm bir yerde arttı,insan sınıflama değerlerim bir yerde acaip zorlaştı.
    Şimdi gözüm yine yaşardı...

    10 Kişi Yorum Yapmış.

    1. anne olmak bambaşka bi şey.bunu da çok güzel anlatmışsınız değerli annem.ben afacanveled ben de sanal evladınız olayım mı?:)

    2. Sis says:

      afacan:)))
      ol valla.güzel bir şey insanın başka bir evlat tarafından da anneliğe kabul edilmesi.
      annene sevgiler ve sen gibi bir evlat yetiştirdiği için teşekkürler.

    3. ege says:

      SİS;
      ben duygularımı saklamayı çok iyi beceririm ama yazmayı asla.o nedenle de buraya sık sık uğramıyorum.çünkü burda bambaşka bir dünya var.duyguları,kişiliği açığa çıkaran.ben se o yumuşak tarafına örtü örtmüş bir gudubetim senin deyiminle:)
      bu yazı neredeyse üzerimdeki örtüyü kaldıracak.hemen kaçmam lazım burdan:)
      belki bi başlarsam döktürürüm.ama risk almıyacağım:D

      yok olmadı SİS;
      espri ile sana cevap vermek istedim olmadı.

      ağlattın beni...

    4. hira says:

      Ağlamak güzeldir vede kıymetli Sishyphos geçirdiğim ağır bir rahatsızlık sonucu 3 yıl gerekli durumlarda bile ağlayamayan bir insan olarak ben buna inanıyor vede savunuyorum.
      Son 2 iki yıldır ise kaba tabirle otada mokada ağlıyorum ve de çok mutluyum.Ağlama yetimizi hiç bir zaman kaybetmemek umuduyla ve de sevgiyle kalınız.
      Yine duygularınızı çok hoş ifade etmişsiniz yüreğinize sağlık.

    5. Sis says:

      @ Ege,

      ağlamak bizi bozuyor anacım.ben şu moddan çabuk çıkarım inşallah.

      @ Hira,

      geçmiş olsun.ben yine de sevmiyorum ağlak halimi ama.

    6. alsace.a5 says:

      ağlamak da yakışır ama bazı insanlara.gülmek daha çok yakışır tabii ki.sizi hep güldürmek istesin bence insanlar.gülmenin yakıştığı insanların sık gülmesi gerek

    7. Sis says:

      Buraya uygun gördüm bu yazıyı.
      Yollayana muckkkk

      Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! - İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok! Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü.Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren! Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı... Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan... İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E.. o zaman niye sarılsınlar ki! Niye sarılalım ki! Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur. Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!
      AZİZ NESIN

    8. All says:

      Kadın herşeye ağlar! Erkek ağlanması gerektiği yerde ağlar! Demek geldi içimden ama demicem :D

    9. medikal says:

      Bu yazıyı yayınlandığı günlerde okumuştum ama az önce tesadüfen "You might also like:" sayesinde yeniden okudum. Spin adlı videodaki öykü "Olasılıksız" kitabındaki bir bölüme çok benzeyen bir öykü. Keşke bazen hayatta karşımıza çıkan çoktan seçmeli sorularda diğer şıkkı seçtiğimizde sonuç nasıl olurdu bir görme şansımız olsaydı. En azından her insanın üç-beş kez "keşke" dediği olayları geri sarıp değiştirebilme hakkı olsaydı. Geleceği bilmek ve görmek güzel gibi gözükse de bence insanı daha mutsuz yapar kanaatindeyim. Her insan anı yaşamalı .Bugünümüz dünümüzün yarını değil miydi? Umutlarınızı sevinçlerinizi ertelemeyin. yarına bırakmayın.sağlıcakla kalın

    10. Sis says:

      imamın dediğini yap,yaptığını yapma diyorsun yani paytar:D

    Siz de Yorum yapın