Aşk' ın Halleri

    Yazan: Sis Etiket: »
    Beğeniler


    Bakın neye takıldım bu ara. Aşk...Hah iyi halt ettin dediniz ama, duydum duydum. Yok, aşkın geneline takılmadım allahtan. Sadece iki haline.
    Birincisi: Aşk yanlışı doğru kılabilir mi?
    İkincisi: Aşk ve gurur neden birbirini bu kadar iteler?

    Haber sayfalarında dolanırken bir 3cü sayfa haberi ilişti gözüme geçenlerde. 17 yaşındaki bir liseli 16 yaşındaki sevgilisini kıskandığı için tartaklamış. Bildiğin dövmeye yeltenmiş yani. Kızın ailesi şikayetçi olunca da gazetelik olunmuş. 17 yaşındaki kazanovamız demiş ki " ama ben ona aşıktım, o başkasına baktı.". Hep beraber çüşş diyelim mi şimdi?

    Abi bu nasıl bir cesarettir? Tamam aşıksındır da başkasına baktı diye kendinde dövebilme cesareti bulabilmek nereden çıkıyor? Bu nasıl bir insan yetiştirmektir kısmına girmiyorum, girersek ben o oğlanı yetiştiren ana babaya ana avrat söverim, hatta önüme getirirseniz o insanları sövmekle de yetinmem, ahanda insan böyle dövülür der bi posta kayarım. Aşıktım başkasına baktı ,yar etmem deyip sevgilisinin yüzüne kezzap atan erkeklerin olduğu bir ülkede yaşıyoruz biz. Neyse cinai duygularımı bir kenara bırakıp konuya gireyim. İnsanlar aşıkken saçmalar. Aşkın doğasıdır bu. En mantıksız hareketi yaptırtır; bazen aşk gözü kör ettiğinden bazen çaresizlikten. Peki soru şu: bu yapılan yanlışlıkların sebebinin aşk olması o yanlışı kabul edilebilir hale getirir mi? Ya da aşkın arkasına sığınıp doğruluğa yaklaştırabilir mi?

    - Neriman sana aşığım
    + Bende Abidin
    - La ırıspı niye o zaman bakıyon elin adamına?
    + Valla billa bakmadım Abidin, gözüm seğirtmiştir olsa olsa.
    - Kaçma Neriman kaçma, gel bi ekleştireyim burnuna, aşığım lan ben.
    + Erkekim aşıksın tabi, vur civanım vur ...

    Erkeklere olduğu kadar biz kadınlara da akıl fikir lazım ki, ileride erkek olduğu zaman dövebilecek potansiyele sahip çocuklar yetiştirmeyelim.

    İkincisine gelirsek eğer, gelememek en doğalı sanırım. Gurur bambaşka bir şey, her insan evladına lazım. Ama işin içine aşk girince insanı öyle saçma sapan hallere sokabiliyor ki. Hay aşkına da gururuna da dedirtebiliyor.

    Haa bu arada aşk neydi la??

    Bu aşağıdaki de bakın blog için, siz değerli okuyucular için yapılan bilimsel bir araştırmadır.

    “Midede uçuşan kelebeklerin” biyolojik açıklaması yapılabilir mi?
    Hem de kolayca… Aşık olduğumuz sürece kanımızda phenyiethylamin yani aşk hormonu vardır. Ancak zaman içinde bu hormonun seviyesi düşer, ilişkinin ileri aşamalarında aşk, kimyasal etkisini kaybeder ve midede uçuşan kelebekler bir sonraki aşka kadar tarihe karışır. Ancak eğer bu ilk heyecanın yerine karşılıklı güven, şefkat, anlayış, saygı ve dostluktan oluşan bir karışım koyabilmişsek, aşk sevgiye dönüşür ve bu sevgi bir ömür boyu bile sürebilir.

    Yemişim yalanınızı...

    3 Kişi Yorum Yapmış.

    1. d@phne says:

      Bu phenylethylamin, ki kendisine kısaca PEA diyelim biz, miktarının azalmasını takiben yerine saygı, dostluk, güven vs koyma olayı sanırım ülkemizde oldukça az ki boşanma oranı bu kadar yüksek. Aşkın ömrü 3 yıl mıydı o kitabın adı, bence daha kısa. Benim tanıdığımpek çok çift evliliklerinin birinci bilemedin ikinci yılı bitmeden boşanma mahkemesinde alıyor soluğu. Fakat bunu söyleyince iş sosyolojik,genetik, kültürel ve bölgesel olarak pek çok boyuta dökülüyor. Biz toplum olarak maalesef bu saydığım boyutlardan hiç birinde "evet evet,işte bu. ben de bundan istiyorum" dedirtecek gibi değiliz. Niye kızdınız? Kötü birşey mi söyledim ben şimdi. Tanıdığınız birine(!) küfretmiş gibi mi oldum. Peki örnek verelim.Ki Sis'in verdiği üçüncü sayfa haberini örneklerimin dışında tutuyorum.

      Örnek 1 : Trafikte araba kullanıyorsunuz. Amca yola ters yönden girmiş. Siz de haliyle doğru yolda olduğunuz için selektör yapıyor ve geçmesiiçin kenara çekilmiyorsunuz. Bakınca araba çok afilli, kendi deseniz arabadan da afilli. Muhtemelen iş icabı başka bir ortamda karşılaşsanız size ısrarla "hanfendi" diye hitab eder, kapınızı açar, sandalyenizi tutar vs. Ama adam size bir orta parmak hareketi yapıyor ve dahası size panikle kapıları kilitletecek şekilde arabasından inip kaportaya filan vuruyor. Şimdi bu adam hayvani duygulara ve kendince aşka yol açan PEA ortadan kalkıncaya kadar herhangi bir kimseye karşı saygı, dostluk, güven vs geliştirebilir mi? Sorarım size.

      Örnek 2 : Amca bir okulda öğretmen. Hadi diyelim bir de özel okul olsun. Siz çocuklarınızı buna emanet ediyorsunuz. Yaşı da diyelim ki llilerin ortalarında olsun. Tepesi açık, göbekli, babacan görünümlü bir tip. Tesadüf bu ya internette oyun sitelerinde oyun oynamayı sevsin amca. Ve orada niki "To Heaven" olsun, 29 yaşında ve bankacıyım desin millete. Önce şirin şirin yazsın bayan nickli oyunculara ve hatta adminlere. Sonra da umduğunu bulamayınca hacklerim bu siteyi ulan moduna girsin, girip girip taciz etsin herkesi. Şimdi sizce bu amcanın herhangi bir ilişkisinde PEA bitince yerine saygı, dostluk, güven vs koyma şansı var mıdır? Bu da ikinci soru.

      Örnek 3 : Bir teyze düşünün. O da kırklarının sonuna gelmiş olsun artık. Evli, çocukul, ve ikinci anlamıyla da evli(yani kocasıyla bir ev almayı başarmışlar)Gerçi çalışıp evin parasını ödeyen koca ama olsun, ev lilikte herşey müşterek ya. Bu teyze de PEA'i bitiriyor.Ve de bir nedenle kafayı kırıyor(bu neden kıskançlık olabilir, kaynana dırıltısı olabilir görüntüde ama özde PEA'nın bitmiş olması), boşanma davası açıyor adamın elinden evi, eşyaları, nafakayı alıyor, dahası heryerde de attı beni başından diye ağlanıyor. Oysa gerçekte adam çok çaba harcamış ilişki bitmesin diye. Ama garibim bir de eşin dostun gözünde kötü oluyor. Sizce bu teyze PEA'nın yerine saygı, dostluk, güven vs koyabilmiş mi?

      İşte size üç örnek. Tanıdık mı geldiler? İşte neden bizde boşanmalar bu kadar fazla ya da gazetelerde en çok 3. sayfa haberleri okunuyor, bu örnekler biraz da olsa ışık tuttu sanırım. Aşk bence bizim toplumumuzun sosyolojik, genetik , kültürel ve bölgesel yapısına en baştan ters. Lütfen , mümkünse aşık olmayın arkadaşlar!

    2. su says:

      daphne;öncelikle senin yazdığın yazıdaki kişilere benden bi BSG...ha bunu demekle olmuyor tabii,ama şuna inanıyorum bu tipler sadece benim yurdum insanı profilinde değil,her ülkeden çıkarlar,çıkmayada devam edecekler..ne demiş ünlü düşünür feylezof cem yılmaz? eğitim şart !

      sis;yazı harika......kim istemez midesindeki o kelebekler devamlı uçuşmasın ? ama dediğin gibi bir süresi var ve sonra sanırım kelebeğin ömrü gibi uçuşmasıda kısacık sürüyor ve bitiyor..

      kendime soru:acaba devamlı midemmi kıpraşsa yoksa şefkat-sevgi-dostluk üçlemesinimi seçsem

    3. Sis says:

      @ d@phne,

      Gittikçe daha da mantık silsilesi haline geliyorsun sen. Tamam aşık olmayız:D

      @ şekom,

      Tanıdığım iyi bi kelebek terbiyecisi var,vereyim numarasını:D

    Siz de Yorum yapın