Sevgili Yaşamın Kıyısında mim yollamış. Konu da kitap üzerine olunca çok da içine girmediğim bu mim zincirine girmek boynumun borcu oluverdi. Şimdi sanırım mimin içeriğini ve kurallarını yazmak gerekiyor önce ( burada kopya çekiyorum ).
"Kitaplığınızın karşına geçin. Gözlerinizi kapatın. Derin bir nefes alın. Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin. Şimdi gözlerinizi açın. Bir kitap seçmiş durumdasınız. O kitabı satın aldığınız ya da hediye gelmişte olabilir anı hatırlamaya çalışın. İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın. Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin. Evet, ne güzel bir koku bu! 55. sayfayı bulun. Sayfayı tekrar okuyun. Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu blogunuza yazın. Daha sonra siz de arkadaşlarınızdan üç tanesine cevaplaması için gönderin.
Kuralları:
- Mimlenenler mimi cevaplamak zorundadırlar, mim bozulamaz.
- Mimin bozulması teklif dahi edilemez.
- Mim yalnızca 3 kişiye gönderilebilir.
- Karşılıklı mimlemeler yasaktır.
- Mim, her bir blog için sadece bir kez cevaplanabilir.
- Mim kurallarının ilk 6 maddesi değiştirilemez."
Yazarı : Jak Deleon
Adı :İstanbul ve Bodrum Barları
Yayınevi :Remzi Kitabevi 4cü basım
Yayın Tarihi : 1ci basım 1989, 4cü basım 1995
Sayfa Sayısı : 272
Jak Deleon şahsen de tanışmak güzelliğini yaşadığım İstanbul için çok emek vermiş bir akademisyendir. Kendisi ile ilgili kısa bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. İstanbul beyefendiliğiyle rönesans adamı kişiliğini bünyesinde birleştirebilmiş ve nostaljik entellektüel olarak tanımlayabileceğim bir kişilikti kendisi. Yıllar önce Boğaziçi üniversitesi'nin oryantasyon toplantılarından birinde, yeni yetme öğrencilere konuşma yaparken, "buraya gelene kadar çok çalıştınız, şimdi biraz dinlenebilirsiniz. burada manzara çok güzel. aşık olun, şiir yazın, hayatınızı yaşayın," demiş bir insandır.
Kitaba dönecek olursak, gününün popüler yerlerini anlatması kadar o barlarla ilgili geçmiş anılarını da içine kattığı bir kültür rehberi diyebiliriz kitaba. Ali Poyrazoğlu' nun bir zamanlar işlettiği Yeşil'i anlatırken içine kattığı aşağıdaki mısralar bu entellektüel adamın İstanbul 'a ve yaşamı kaliteli yaşamaya duyduğu açlığı açıklayacaktır sanırım. Ve ne zaman Yeşil aklıma gelse orada seyrettiğim Uğur Yücel gösterileri gelir aklıma, tadı hala damağımda kalmış.
" İstanbul kadeh kadeh sevdiğim
İçtikçe içesi gelir insanın
Sarhoşluğu tutuşup yanmaya benzer
Ve bir gölgedir yalnızlık meyhanelerinde
Seninle dolaşır, seninle gezer. "
Dadaist barı anlatırken sizi dadaizmin öncülerinden Marcel Duchamp ile tanıştıran;Sanat barı anlatırken birden bire sizi eski Pera' ya götürebilen; Bodrum' daki Seyfi barı anlatırken " dönülmez akşamın ufkunda " diye başlayan dizeleri sıralayan; hele kitabın Galata Gazinoları bölümünde " ahh neden bu kadar geç doğdum ben " diye hayıflanmanızı sağlayan bir kitap bu.
Mim kuralına gelirsek 55ci sayfa ve bir paragraf:
Efendim, bebek deniz hamamlarını işletenler peştemallarını kazanlarda kaynatıyorlar akşamları. Büyükdere' dekilerse yalnızca deniz suyunda çırpıyorlar, olur iş değil mirim! İskeleye yanaşan şu meşhur bebek vapuru değil mi, bacası 55 numaralı, şirket-i hayriye günlerinden yadigâr, pek de kıranta bir " istimbot ". Bilir misiniz ki ol vapur İngiltere' nin namlı Armstrong tezgahlarında inşa edilmiştir. 1907 doğumludur. 150 beygir kuvvetindedir ve tamı tamına 8 mil yapar; bu ne sürat azizim, insanın tramvaydan şaşmaması lazım gelir.
Ve görevimin son ayağı olarak bu mimi aşağıdaki blog yazarlarına yolluyorum.
İnsan Olmak
Sevgili Kitaplarım
Benim Dergahım
"Kitaplığınızın karşına geçin. Gözlerinizi kapatın. Derin bir nefes alın. Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin. Şimdi gözlerinizi açın. Bir kitap seçmiş durumdasınız. O kitabı satın aldığınız ya da hediye gelmişte olabilir anı hatırlamaya çalışın. İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın. Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin. Evet, ne güzel bir koku bu! 55. sayfayı bulun. Sayfayı tekrar okuyun. Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu blogunuza yazın. Daha sonra siz de arkadaşlarınızdan üç tanesine cevaplaması için gönderin.
Kuralları:
- Mimlenenler mimi cevaplamak zorundadırlar, mim bozulamaz.
- Mimin bozulması teklif dahi edilemez.
- Mim yalnızca 3 kişiye gönderilebilir.
- Karşılıklı mimlemeler yasaktır.
- Mim, her bir blog için sadece bir kez cevaplanabilir.
- Mim kurallarının ilk 6 maddesi değiştirilemez."
Yazarı : Jak Deleon
Adı :İstanbul ve Bodrum Barları
Yayınevi :Remzi Kitabevi 4cü basım
Yayın Tarihi : 1ci basım 1989, 4cü basım 1995
Sayfa Sayısı : 272
Jak Deleon şahsen de tanışmak güzelliğini yaşadığım İstanbul için çok emek vermiş bir akademisyendir. Kendisi ile ilgili kısa bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. İstanbul beyefendiliğiyle rönesans adamı kişiliğini bünyesinde birleştirebilmiş ve nostaljik entellektüel olarak tanımlayabileceğim bir kişilikti kendisi. Yıllar önce Boğaziçi üniversitesi'nin oryantasyon toplantılarından birinde, yeni yetme öğrencilere konuşma yaparken, "buraya gelene kadar çok çalıştınız, şimdi biraz dinlenebilirsiniz. burada manzara çok güzel. aşık olun, şiir yazın, hayatınızı yaşayın," demiş bir insandır.
Kitaba dönecek olursak, gününün popüler yerlerini anlatması kadar o barlarla ilgili geçmiş anılarını da içine kattığı bir kültür rehberi diyebiliriz kitaba. Ali Poyrazoğlu' nun bir zamanlar işlettiği Yeşil'i anlatırken içine kattığı aşağıdaki mısralar bu entellektüel adamın İstanbul 'a ve yaşamı kaliteli yaşamaya duyduğu açlığı açıklayacaktır sanırım. Ve ne zaman Yeşil aklıma gelse orada seyrettiğim Uğur Yücel gösterileri gelir aklıma, tadı hala damağımda kalmış.
" İstanbul kadeh kadeh sevdiğim
İçtikçe içesi gelir insanın
Sarhoşluğu tutuşup yanmaya benzer
Ve bir gölgedir yalnızlık meyhanelerinde
Seninle dolaşır, seninle gezer. "
Dadaist barı anlatırken sizi dadaizmin öncülerinden Marcel Duchamp ile tanıştıran;Sanat barı anlatırken birden bire sizi eski Pera' ya götürebilen; Bodrum' daki Seyfi barı anlatırken " dönülmez akşamın ufkunda " diye başlayan dizeleri sıralayan; hele kitabın Galata Gazinoları bölümünde " ahh neden bu kadar geç doğdum ben " diye hayıflanmanızı sağlayan bir kitap bu.
Mim kuralına gelirsek 55ci sayfa ve bir paragraf:
Efendim, bebek deniz hamamlarını işletenler peştemallarını kazanlarda kaynatıyorlar akşamları. Büyükdere' dekilerse yalnızca deniz suyunda çırpıyorlar, olur iş değil mirim! İskeleye yanaşan şu meşhur bebek vapuru değil mi, bacası 55 numaralı, şirket-i hayriye günlerinden yadigâr, pek de kıranta bir " istimbot ". Bilir misiniz ki ol vapur İngiltere' nin namlı Armstrong tezgahlarında inşa edilmiştir. 1907 doğumludur. 150 beygir kuvvetindedir ve tamı tamına 8 mil yapar; bu ne sürat azizim, insanın tramvaydan şaşmaması lazım gelir.
Ve görevimin son ayağı olarak bu mimi aşağıdaki blog yazarlarına yolluyorum.
İnsan Olmak
Sevgili Kitaplarım
Benim Dergahım
.jpg)
Hay Allah senden razı olsun Sis'cim. Bu güzel mim bana niçin bir türlü gelmiyor diye hayıflanıp duruyordum. Daha dün kahve içerken kardeşime söylüyordum. Nerde bu devlet, nerde bu millet diye :))))
Beni kırmadığın için çok teşekkür ederim. Bu arada kitap çok ilgimi çekti, bunun için de ayrıca teşekkür ederim.
Sevgilerimle..
@ Asucuğum,
Başkasına yollayamazdım açıkçası.
@Yaşamın kıyısında,
Ben teşekkür ederim. Jak Deleon tüm kitaplarıyla İstanbulu yaşamayı ve anlamayı sağlayan bir adamdır. Umarım mutludur artık yattığı yerde.
amanin neymiş la bu mim olayı :)))mübarek anayasa kurallarındanda ağır.. mim olayım olsaydı valla ben 7-8 kişiye yollardım banane :)))
imza:cıvık su :P
şekom,
ciddi ve ağır iş bu mim işi:DD
ahaha yok şaka bir yana ben çok katılmasamda güzel paylaşımlar çıkıyor. ben de mesela o 20 soru mimini birileri yollasa diye bekliyorum hep.ama cux umutsuz.
Sis? Umarım ciddi değilsindir. Ben seni mimlerden kaçtığını bildiğim için mimlemedim. Bak çok üzüldüm şimdi.