İmdat Pelin...

    Yazan: Sis Etiket: »
    Beğeniler


    Çocuk büyütmek çok ama çok riskli ve zor bir iş. Kuralı, kitabı, kanunu yok. Bu doğrudur şu yanlıştır gibi kesin olan yazılı kuralları yok. Sadece her ebeveyn kendi zekası ve yaşam bilgisi doğrultusunda olabilecek en iyi şekilde çocuğunu eğitmeye büyütmeye çalışıyor. Dünyanın en kolay işi aslında bir psikopat yetiştirmek. Zor olan hem duygusal açıdan hem bilgi ve insanlık açısından kendine yeterli ve güvenli olacak bir çocuk yetiştirebilmek. Hele ebeveynin biri ya da ikisi birden duygusal anlamda hasarlıysa bu o kadar zorlaşıyor ki.

    Benim çok duygusal bir oğlum var.Belki de bir erkekte olmaması gereken boyutta bir duygusallık bu. Öpüşmeye koklaşmaya sarılmaya bayılır. Kendisini üzen bir şey olduğunda ağlamasına engel olamaz ama o göz yaşlarını da göstere göstere ağlayamaz. Saklamaya çalışır hep, sanki bir şekilde ağlamasının duygusallığının olmaması gerektiğinin farkında. O işte gizli saklı ağlama( ma )ya çalışırken annesi olarak buna tanık olmak içimi parçalıyor hep. Böyle olması için çaba harcamadığım gibi hiç de istemedim duygusal olmasını. Ama nasıl onu katı bir insan yapacağımı bilmiyordum ki, hala da bilmiyorum. Hiç unutmuyorum; Yüzüklerin Efendisi filminin üçüncü bölümünü sinemada seyrederken o da vardı, ama çok daha küçüktü. Sinema salonunu dolduran çocukların büyük çoğunluğu zırıl zırıl ağlamıştı filmin bazı kısımlarında. Benimki heheh haheha şeklinde film seyretmişti. Ne sinir olmuştum o ağlayan erkek çocuklara. Şimdilerde ise Toy Story seyrederken ağlıyor hazret. Kime çekti bilmem, ben gibi bir odundan böyle duygusal çocuk çıkması hayret yani.

    Kızları yeni yeni keşfediyor paşa. Bu sene sınıfları değişti ve yeni arkadaşlarla dolu bir sınıfta okumaya başladı. Okulun ikinci günü çarpılmış bizimki. Bu seneki sınıfına giren bir kız dikkatini çekmiş. Dün akşam bana anlatıyor. " Ya anne demek beş senedir aynı okuldaymışız ama ben hiç görmemişim Pelin' i nasıl olabilir bu " diye. İsim de bakarmısınız, Pelin. Niyeyse Pelin ismi bana hep güzel ama şımarık kadınları çağrıştırır. Çok güzelmiş bu Pelin, akıllıymış da ( IQ biraz yüksek olunca oğlanda kriterler arasında doğal olarak zeka oluyor demek ki ), matematik dersinde problemi önce Kağan çözmüş ama hemen sonrasında çözen kişi Pelinmiş. Öğle tatilinde kantine gittiğinde " İstersen benim masama oturabilirsin " demiş bir de. Off kimbilir nasıl çarpmıştır o söz üzerine benim bir tanemin yüreciği. Ne yazık ki aynı serviste değillermiş, oysa aynı serviste olsalar arabada birlikte müzik dinleyebilirlermiş. Biliyormuymuşum saçları da açık renkmiş. Gözleri ne renk diye sorunca çuvalladı gerçi, klasik erkek genleri hakim yani. Dikkat sınırsız değil.

    Ablamın oğlu ( bu aralar 22 yaşında bir yakışıklı kendisi ) ana okulundayken kreş öğretmeni onu latin maçosu diye tanımlardı. O bidicik haliyle kızları merdivenden elinden tutarak falan indirirmiş velet. Şimdilerde ise bir çapkın anlatamam. Kızların en uzun süreni bir sene sürüyor. Her biriyle sil baştan ilk defaymış gibi aşk yaşıyor. Çok değer veriyor seviyor ama kızlardan sıkıldığı anda da çok fena kalplerini kırıyor. Kadınların hayatına sık giren hıyar erkeklerden hiç bir farkı yok yani. Bazen bu hıyar diye tanımladığım adamlara bağırarak " lan kaç tane gönlün var senin , ben bir tane gönüle bir sevgiyi bile koyamazken sen kaç gönlünle kaç kişiyi eğliyorsun?" diye sormak gelir içimden. Her biriyle sil baştan sıfırdan aşık olmayı bir yana bırak aşk kapına geldim ben dese bile kırılma korkusuna o aşka kapıyı açamıyoruz. Başkasına kırdırmaktansa ben kendim kırarım o kalbi deyip erken erken kabuğumuza çekiliyoruz. Basit değil zeki adamlardan hoşlanıp o zekalarının aldatma, kandırma ve yaralama konusunda kullanıldığını görmektense adam nesline tümden kapıları kapamayı tercih bile edebiliyoruz.

    Ama benim duygusal veledim henüz hıyar değil. Ve ben çok üzülüyorum kalbi kırılacak diye. Tamam illa bir gün kırılacak o kalp, ama bu kadar erken olmasın en azından diyorum. Ya da o bu duygusallığından kurtulsun önce sonra bulsun kalbini kıracak kızı.

    Aşağıdaki videoyu seyrederken buradaki linke de tıklamanızı şiddetle tavsiye ederim. değişik bir müzik deneyimi olacaktır.


    4 Kişi Yorum Yapmış.

    1. Keşke her "veledin" böyle "odun" bir annesi olsa.
      Bu içten satırların her kelimesinden sevgi fışkırıyor. Gerçek sevginin olmazsa olmazıdır kaygı. Aynı zamanda kanıtı.
      Birlikte güzel günler görürsünüz inşallah.

    2. su says:

      çok duygusal bir yazı olmuş siscim..bazen düşünüyorum da acaba kız çocuk annesi olmak la erkek çocuk annesi olmanın arasında bir fark varmıdır ki? Yani yetiştirme açısından,sorunlar açısından ne bileyim paylaşımlar sevinçler üzüntüler kesin farklı olur heralde (bunu daphne'ye sormak lazım)
      Ama ben şuna inanıyorum,ağlayan erkek iyidir.Hiç bir kadın, karşısında ağlayan bir erkeğe kıyamaz tüm yelkenleri suya indirir die düşünüyorum,en azından ben böyleyim.Severim ağlayan erkeği ben :)
      Pelin'e gelince;eğer bi Kağan'ı üzsün varya dağıtırım orayı gelip :)))

    3. Sis says:

      Sevgili Asuman teşekkürler iyi dileğin için. ama Pelinsiz güzel günler görsek bence ( kaynana moduna hemen girilir ):)

      Şekom,
      Kesin farklıdır ya. Vereyim sana benim ağlayanı seni bile bayar valla ağla ağla habire :D

    4. Adsız says:

      sis,ilerde ah pelin demede:)))
      keşke büyüdüklerinde pelin gibi masum olsa sevgiler:)

    Siz de Yorum yapın