Bir tür " kendin pişir kendin ye " diyebileceğimiz bir restoran burası. Daha çok " sen seç ahçı pişirsin" aslında. Efendim tarihçesi bildiğiniz Moğolistana dayanmaktaymış. Orada av partilerinden sonra kılıçlarla doğranan hayvanların etleri yakılan ateşlerin üzerine ters çevrilip konan kalkanlar içinde pişirilirmiş. İyy demeyin batılılaşmış haliyle süper güzel bir şey pişiriyorlar. Artık üzerinde pişirdikleri şey kalkan değil tabii.
Beni GoMongo ile tanıştıran arkadaşa tekrar teşekkürler burası için. Çok keyif aldığım, zaten uzak doğu mutfağına bayılan damağıma çok uydu ilk gittiğim günden bu yana. Sistem şöyledir. Her ne kadar menüsünden seçebileceğiniz çok ilginç yemekler olsa da ( Ulan batur diye fasulyeli bir yemek, istiridye soslu et , karakuzu ) ilk gidişte mutlaka adını veren Moğol barbeküsünü denemenizi öneririm. Tek defalık veya sınırsız tabak alabiliyorsunuz. Tabağınız adınız yazılı bir minik bayrakla size geldiğinde bildiğiniz açık büfe salata muamelesi yapmaya açık büfeye yollanıyorsunuz. Her tür et donmuş ince rulolar halinde ayrı tabaklarda sizi bekliyor. İstediğiniz et seçenekleri ve üzerine de diğer sebzelerden koyuyorsunuz. Noddle kısmını üzerine ekleyen süper güzel ablalar sizi soslar ve baharatlar konusunda her zaman yönlendirecektir. Onları dinlemek akılcı bir şey. Sonra tabağınızı mutfağa teslim edip gelip afiyetle içmek üzere şarabınızı seçiyorsunuz. Rakı yok, rakısız yemem abi diyenlerdenseniz biraya talim edeceksiniz. Sonra tabağınız pişmiş olarak geliyor ve siz de şaşarak " eeheheu yaw ne güzel yemek seçmişim, pişirene de aferin" diyerekten o yemeğin keyfini çıkarıyorsunuz. Tatlı derseniz mango sufle diye akıllara zarar bir organizma tatlıları var.
Beni GoMongo ile tanıştıran arkadaşa tekrar teşekkürler burası için. Çok keyif aldığım, zaten uzak doğu mutfağına bayılan damağıma çok uydu ilk gittiğim günden bu yana. Sistem şöyledir. Her ne kadar menüsünden seçebileceğiniz çok ilginç yemekler olsa da ( Ulan batur diye fasulyeli bir yemek, istiridye soslu et , karakuzu ) ilk gidişte mutlaka adını veren Moğol barbeküsünü denemenizi öneririm. Tek defalık veya sınırsız tabak alabiliyorsunuz. Tabağınız adınız yazılı bir minik bayrakla size geldiğinde bildiğiniz açık büfe salata muamelesi yapmaya açık büfeye yollanıyorsunuz. Her tür et donmuş ince rulolar halinde ayrı tabaklarda sizi bekliyor. İstediğiniz et seçenekleri ve üzerine de diğer sebzelerden koyuyorsunuz. Noddle kısmını üzerine ekleyen süper güzel ablalar sizi soslar ve baharatlar konusunda her zaman yönlendirecektir. Onları dinlemek akılcı bir şey. Sonra tabağınızı mutfağa teslim edip gelip afiyetle içmek üzere şarabınızı seçiyorsunuz. Rakı yok, rakısız yemem abi diyenlerdenseniz biraya talim edeceksiniz. Sonra tabağınız pişmiş olarak geliyor ve siz de şaşarak " eeheheu yaw ne güzel yemek seçmişim, pişirene de aferin" diyerekten o yemeğin keyfini çıkarıyorsunuz. Tatlı derseniz mango sufle diye akıllara zarar bir organizma tatlıları var.
İstanbul' da dört şubesi var. Suadiye, İstinye Park, Meydan AVM ve Beylikdüzü. Beylikdüzü için yorum yapmayayım ama diğerleri servis konusunda ve şarap menüsü konusunda iyi gerçekten. Güzel bir dekorasyon, sempatik ve iş bilen garsonlar ve süper lezzetli yemek. Daha ne olsun ? Bu da adres telefon vs lazım diyenler için kendi internet sitesi.
Ha bu arada yeni gittiğimden falan değil. Bu bünye neredeyse 48 saat hiç bir şey yiyemeden yaşadı, sonra da midesine sadece haşlanmış patates ve yoğurt girebildi. Şimdi yeni yeni kuyruğu doğrultmaya başladığımdan beri gözümün önünde yemekler uçuşuyor. Off nereden düştü ki aklıma burası bu haldeyken. Neyse ilk fırsatta tekrar gitmeli. Giden ve beğenen olursa afiyet olsun şimdiden. Ben bir patates daha yiyeyim.
Gerçekten de çok lezzetli etleri ve sosları var, ben de Blog'umda yazmıştım zamanında, hatırlattığın için teşekkürler :)
efendim rivayet odur ki, etleri seçen ademoğlu "ulan o kadar para vereceğim, bütün etlerden alıp zipleyerek tabağıma sığdırayım" diye düşündüğünden, eti pişirecek olan abiler mutlaka mutfakta tabağa müdahale edip daha yenilebilir hale getiriyorlarmış.yok hayır ben değilim, bir arkadaşımdı etleri zipleyen :)
@Ata bey,
Teşekkürler yorumunuz için. Ama ben daha çok kullandığınız Chrome 9 ve Chrome 8 nasıl bir şey onu merak ettim :D
@adsız,
İyi fikir zip formatına sokmak:D
Chrome 9 ve 8 Dev sürümleri yani developer sürümleri olup çok stabil olmayan ama en yeni özellikleri barındıran sürümler :)
Gerçekten yemekleri ve sunum biçimleri çok ilginçmiş. Bu arada sana geçmiş olsun demeyi unutmuşum. Diyeyim. Geçmiş olsun:)))
offf..hepsini canım çekti yazıyı okuyunca...
yanlız şunu anlamadım; 'sufle diye akıllara zarar bir organizma tatlı' :D:D:D
@ Ata Bey,
Vuwww bir chrome developer ile karşı karşıyayız demek:)
Hiç kullanmadım şimdiye kadar. Ben tilkimle mutluyum. Ama madem bir insider yakaladım bir ricada bulunayım. Bambaşka şeyler indirirken, yüklerken falan çıkmasın o chrome ortaya beni de al beni de al noolur diye. Alacağı varsa insanın almıyor da :)
@ Asumancığım,
Teşekkürler,bugün artık normal hayata dönebildim gibi. Umarım sen de atlattın hastalığı. Tavuk yemeyiniz yedirmeyiniz, zehirlemesi pek bir kötüymüş valla.
Güzel yerdir gerçekten Go Mongo. Değişik bir lezzet aradığında mutlaka denemeni öneririm.
@ şekom,
Valla ankarada şubeleri olmamasına senin adına üzüldüm. Senle yemek zevkimiz pek bi uyuşur biliyorsun.
Senin güvercin bi bilse bizim lugate kattığı organizma lafını :DD
Ama cidden organizma. Bi de kremalı kestaneleri var, off o arı tarafından sokulmuş bir organizma:D
( nasılsa bi sen bi ben bi de kızın anlıyoruz bunları puhahha)
yorum yorumluktan zaten çıktığına göre:))) 2 geyik daha etmem lazım,şimdi bizim lugatı bilmeyen birisinin gözüyle bakınca,'güvercinin organizması'lafı bile insanı ne dio la bunlar dedirtecek kıvamda:)))) arının soktuğu organizmaya değinmiyorum bile :D:D