Yazarı :Friedrich Nietzsche
Yayınevi :İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı :446
Çeviren :Mustafa Tüzel
Yine Su,ve bize tanıttığı bir kitap daha.Buyrun Su'yu dinliyoruz önce:
Nietzsche.....bilmeyenimiz,hiç değilse 'Böyle Buyurdu Zerdüşt' kitabını duymayanımız yoktur sanırım...
İnsanların kendileri üzerinde düşünmelerini sağlamak isteyen bu büyük filozofa göre Tanrı ölmüştür ve insanlar yanlız kalmışlardır.Bu yüzden de Tanrı'dan bekledikleri isteklerini bir tarafa bırakıp kendilerini bu dünyaya adamalıdırlar.İnsanca,Pek İnsanca Nietzsche'nin ilk eseridir.Kitap yine muhteşem aforizmalarla donatılmış.Eğer Nietzsche'nin genel dünya görüşü hakkında bilgi sahibi olmak ve yazdığı diğer kitapları daha iyi anlamak isterseniz bu kitapla başlayın derim ben..Anlaşılması zor bir yazar olduğunu kendiside kabul etmiş olsa ki' Anlaşılmayı beklemiyorum beni hep bir sonraki kuşak daha iyi anlayacak' demiş.Mükemmel ve ince bir ironi ile, aforizmalarında insanın değer diye bildiği her şeyi sorgulamış ve doğal olarak da toplum tarafından bir türlü anlaşılamamıştır.
-Ölüm varsa ben yokum,ben varsam ölüm yok,o zaman korkulacak ne var?
-Birşeyler sallantıdaysa,onu sallayan biri var demektir.
-Dürüstlükten uzak övgü,dürüstlükten uzak sövgüden daha fazla vicdan rahatsızlığı bırakır
-İyi dostluk,kişi ötekine saygı duyduğunda,üstelik kendinden daha çok saygı duyduğunda,hem de onu sevdiğinde,ama kendinden çok değil ve sonunda ilişkiyi kolaylaştırmak için,samimiyetin narin süsünü ve havını da eklemeyi bildiğinde,ama aynı zamanda gerçek ve asıl samimiyetten ve senle benin karıştırılmasından bilerek kaçındığında oluşur......
Nietzsche 'nin 1876-77 yılında yazdığı kitap. orjinal adı 'menschliches all zu menschliches'. hemen altında da "özgür tinliler için bir kitap" yazar
(Tanıtım Bülteninden)
Yolcular beş basamağa ayrılmalıdır: en altta, birinci basamaktakiler seyehat eden ve görünenlerdir gerçekte ise seyehat ettiriliyorlar ve kördürler. Bir sonraki basamaktakiler gerçektende bizzat dünyaya bakarlar ve görürler. Üçüncü basamak-takiler görmenin sonucunda bir şey yaşarlar.
Dördüncü basamaktakiler yaşananları özümser ve beraberinde götürürler ve son olarak, gördükleri her şeyi, yaşadıktan ve özümsedikten sonra, eve dönerek faaliyetler ve eserler ile tekrar dışarı çıkartmak zorunda olan, yüksek bir güce sahip insanlar vardır.
Yaşam seyahatine çıkan tüm insanlar aslında bu beş dereceye ayrılan yolculara benzer. En alt basamakta duranlar pasif olanlardır. En üst basamaktakiler ise içsel olayların kalıntılarını bile bırakmadan faaliyet gösteren ve yaşamlarını doya doya yaşayanlardır.
İnsanca Pek İnsanca 1
"Tragedya'nın Doğuşu'ndan, geçenlerde yayımlanan "Bir Gelecek Felsefesi'nin
Önoyunu'na kadar yazılarımın tümünde ortak ve öne çıkan bir yön bulunduğu, sık sık ve her zaman söylenmiştir bana büyük bir şaşkınlığa düşürerek beni: denilmiştir ki bana, yazılarımın tümünde, dikkatsiz kuşlar için tuzaklar ve ağlar varmış ve adeta değer vermelerin ve değer verilen alışkanlıkların tersyüz edilmesi için, sürekli üstü kapalı meydan okumalar içeriyorlarmış.
İnsanca Pek İnsanca 2
Kişi susamayacağı yerde konuşmalı sadece; ve sadece aştığı şeyler hakkında konuşmalı - başka her şey gevezeliktir, "edebiyat'tır, terbiye noksanlığıdır. Benim yazılarım yalnızca benim aşmalarımdan söz eder: "ben" varım içlerinde, bana düşman olmuş her şeyle birlikte, ego ipsissimus, hatta gururlu bir anlatıma izin verilirse ego ipsissi mum. Anlaşılır ki: şimdiden çok şey var - altımda. Ama bende yaşanmış ve aşılmış bir şeyi, özgün bir olguyu ya da yazgıyı sonradan bilgi için soymak, elekten geçirmek, açığa çıkarmak, "serimlemek" (ya da nasıl söylemek isteniyorsa öyle) arzusu içimde kıpırdanıncaya dek, her zaman önce süre, iyileşme, uzaklık, mesafe gerekmiştir.
GİTTİK/GEZDİK/GELDİK 6-ANTWERP
-
Belçika'yı Brugge ile sınırlı bırakacağımızı düşünmediniz umarım 😀 Kız
kardeş Jules Verne'nin romanlarından aklında kalan Anvers'i (Antwerp,
Antwerpen, ...
4 saat önce
en son Nietzsche okuyalı epeyyyyy oldu.tekrar okumakla okumamak arasında kararsızım.ona başlayınca arkası çorap söküğü gibi geliyor.kendimi tekrar varoluşçulukta bulmak istermiyim emin değilim açıkçası.
ama şekoşum çok teşekkürler yazıların için