Bu yazı
Öykü Atölyesi için yazılmış bir denemedir
Yürüyen merdiven mi yoksa sadece merdiven mi?Her seferinde olduğu gibi inmek için merdivenleri seçti.Yürüyen merdiven kadar anlamsız bir icat daha yoktur herhalde diye düşünenlerdendi.Ayakları bacakları olan ,yürümesinde engel olmayan insanlar için ne anlamı vardı ki yürüyen merdivenin?Haa belki şu yaşlı ve hasta gözüken teyze gibileri için yürüyen merdiven gerekliydi.Ya da onun az gerisindeki bir bacağı olmayan asker üniformalı adam gibileri için.Ama kendisi sağlıklı bir orta yaş üyesi olarak her zaman hareket etme şansını kaçırmamak adına normal merdivenleri tercih ederdi.
İstasyona girdiğinde kafasındaki bulanıklılık da biraz olsun açılmaya başlamıştı.Kendisini merdivenlerin başında bulduğu an sanki sarhoş gibiydi ama aşağı inerken o sarhoşluk hissi hızla azalmıştı.Her zamanki gibi bir tansiyon düşmesi yaşadığının farkındaydı.Çevresindeki insanlara dikkat etmeye başladı.Yaşlı teyze zar zor yürüyerek banka doğru ilerlediğinde bankta oturan futbolcu giysili genç adam hemen kalkıp ona yer vermişti.Asker üniformalı delikanlı ise yer verilmesinden çekindiğinden belki oturma yerlerine yaklaşmamıştı bile.Bir duvara sırtını dayamış,tek bacağının üstünde zor durduğunu saklamaya çalışırken,başını gururla dik tutuyordu hala.Biraz ilerde genç bir çift el ele oturmuş çevrelerine boş bakışlarla bakıyorlardı.İlginç olan ikisinin de elbiselerinin ıslak olması ve onların bunun farkında olmamasıydı.Yalnız başına çöp kutusunun yanında duran 8 yaşlarındaki erkek çocuk ise iyice garipti.Bu yaşta bir çocuğu istasyona yalnız başına yollamak kendisinin hayatta cesaret edemeyeceği bir şeydi.
İstasyonla ilgili garip olan bir şey daha vardı.Ne müzik sesi ne bir anons ne de bekleyenlerin konuşması.Alışıldık olması gereken uğultudan eser yoktu.Duvarlarda da ne herhangi bir tabela ne istasyon adı ne de yönler vardı.Olması gerektiği gibi Taksim veya 4 Levent diye yön tabelaları aradı .Ve o anda da bildiği metroda olmadığı kafasına dank etti.Çok sık kullanmasa da bu şehirde yaşayan her insan gibi her istasyonda en az bir kere inmiş binmişliği vardı.Ve bu istasyon kesinlikle tanıdık değildi.Kime sorabilirim düşüncesiyle etrafına bakınmaya başladı.Ama tüm insanlar o kadar kendi içlerine kapanmış gözüküyordu ki.Birileriyle göz teması sağlayabilmek için herkese dikkatle bakmaya başladı.
Tam o sırada bir gürültü ile dönüp baktığında tünelden gelen ışığı gördü.En azından gelen trenin üstünde nerden geldiği veya nereye gittiği yazardı.Nerede olacağını öğrenecek olmanın rahatlığıyla apronun kenarına doğru yaklaştı ve sarı çizginin gerisinde beklemeye başladı.Hızla gelen tren gıcırtılı bir sesle tam önünde durduğunda bekleyen diğer tüm insanlar da ayağa kalkıp binmek üzere sarı çizgiye gelmişleri.Kapı açıldı ve tren kondüktörü elindeki dosyadan okuyarak seslendi
-Sırayla lütfen acele etmenize gerek yok.İsimlerinizi okuyunca tek tek içeri girin .
-Ali oğlu Mehmet Yalçındağ,şehit
-Muharrem kızı Ayşe Üstün,kalp krizi
-XXX kızı Sis,anevrizma
……………………………..
GİTTİK/GEZDİK/GELDİK 7-AMERSFOORT
-
Günlerden pazar ve Hollanda'daki son tam günümüz. Ev sahibimiz N.'nin bugün
işleri var, bizimle gelemiyor. M. bize bir program yapıyor, Utrecht'e
trenle ...
21 saat önce
çok güzel bir hikaye sishyphos:)
hayatta herşey mutlu sonla bitmiyorki filizcim:)
hayatın gerçekleri bunlar.tabi haklısın sende,en azından öykülerde mutlu son olsun istiyorsun dimi?
ama gerçekten güzel bir yazıydı.sonunu tahmin bile etmeden okudum:)))
sevgli sis,tüylerim diken,boğazım düğüm oldu yüreğine sağlık,çok etkilendim..
Son satırlar gerçekten tüylerimi ürpertti, güzel yüreğine ve eline sağlık.
Sevgiler.
Beğendiğiniz ve karalamalarımı okumaya zaman ayırdığınız için teşekkür ederim
@Filiz mutlu son çıkacak ya inşallah yakın bir zamanda:D
@süperbabaanne
beğendiğinize sevindim:)
@Nurdan
çok teşekkürler
@Yıldız Yağmurları
siz daha çok fotoğrafin dili ve kelime oyunu koyun ki biz daha çok yazabilelim:))
teşekkürler
Tanıdık olmayan, bilinmedik istasyonlardan kaçmak mı lazım ne?
Sonucu hiç tahmin
edememiştim.Ellerine sağlık sevgiler dilek.
teşekkürler Dilek.Senin yazılarının tadı gibi olmasa da beğendiğine sevindim
Bir adet miminiz bulunmaktadır:)
aslında ikinci mimi de size yollamak istedim ama mim sayısı bitti, valla ikinci mimi de yazarsanız sevinirim aslında.
bu kadar acele etmezdim okurken,eğer son trenin ilk istasyonuna geleceğimi bilseydim..soluk almadan okudum;soluksuz kaldım trenin konuklarını tanıdığımda..farkında olmadan bilet alma telaşındaymışım gibi..sadece 29 harfi kullanarak, ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi..bravo...
hamiş:benim mim'im yok..onun yerine mum göndersem olur mu..?
teşekkürler Adsız.Sen yine de o trene bilet almayıver.Malum tek yön oluyor sadece.
persona,siliyorum.