Sevgili dostum,
Ne zamandır içimde seninle konuşmamız gerektiği duygusu vardı. Bir bahane ortaya çıkmış olmali ki bak bu konuşmamıza zemin hazırlandı. Şimdi dürüstçe söyleyecek olursam, birbirimizi pek de sevmediğimiz,çoğu zaman anlaşamadığımız hatta çoğu zaman zıt kutuplarda olduğumuz doğru. Yine dürüstçe söylüyorum ki, bu senin düz mantık yaklaşımından, bazen sonuçtan sebebe gidişinden, planlayıcılığından, hesaplılığından, o hep olduğun ben eşşeğimi sağlam kazığa bağlarım halinden, bir cümle söylerken bile tüm olasılıkları bir çırpıda hesaplayıvermenden , hep sopa yutmuş gibi oturan bir insan katılığı halinden, hele o ben bilir ben görür ben duyarım havandan hiç hoşlanmıyorum. Tamam her ne kadar benim gibi aklına geleni geldiği gibi yaşayan biri olmak illaki sorunlara yol açıyorsa ve sen gibi hesaplı kararlı tutarlı biri olmak hiç soruna yol açmıyorsa da , o ben bir şey yaptığımda ve senin öngördüğün şey başımıza geldiğinde sergilediğin ''ama ben demiştim'' tavrındansa nefret ediyorum.
Bak sana neler kaçırdığını örnekleyeyim istersen. İşe giderken ve hatta yetişmen şart iken, arabanın camından giren bahar kokusuyla başın dönüp deniz kenarına çekip bir bankta oturup denizi koklamanın hazzını kaçırıyorsun. Veya sabah erken uyanacağını bildiğin halde göz kapaklarını açık tutmaya zorlayarak sevdiğin filmin son sahnesini uyuyakalmadan seyretme keyfini kaçırıyorsun. Yanlış olduğunu bildiğin halde, o içini titreten başını döndüren adama yaklaşmanın dayanılmaz heyecanlarını kaçırıyorsun. Yaş ve kariyeri bir yana bırakıp tekrar içine bebek kokusu çekebilmenin baş döndürücülüğünü kaçırıyorsun. Daha fazla spor yapıp bir vitamin fazla içmeni gerektireceğini bildiğin halde son bir kadeh daha içmenin tatlı çakırkeyifliğini, çocuğunla çocukça oynayabilmenin hafifliğini, arkadaşlarınla onlara güven duyarak konuşabilmenin huzurunu kaçırıyorsun.
Şimdi bana diyeceksin ki bak senin de kaçırdığın şeyler var. Evet haklısın, hiç bir zaman sen gibi sürprizsiz yaşayamıyorum, veya sen gibi sonradan üzülmemek için planlı hareket edemiyorum. Hatta hiç senin olduğun güvenlik duygusunu da yaşamıyorum. Senin içinde olduğun sakinlik, dinginlik, düzen , planlılık ve kararlılık bana çok uzak şeyler. Gel şimdi elini vicdanına koy ve bana hak ver. Hangimiz gerçekten yaşıyoruz ,hangimiz gerçekten hissediyoruz? Tamam benim kadar atak, deli dolu , çılgın olmasan da az biraz dizginlerini salıversen , sen de bu yaşam denen güzel duyguya kıyısından köşesinden bulaşsan, şu kafadaki sınırları kaldırıp duvarları biraz aralasan, başın döndüğünde o başını döndüreni içine çeksen derin bir nefesle. Yaşadığını hissetsen yani zincirlerden biraz kurtulup.
Sevgili dostum MANTIK, ben YÜREK sen MANTIK olarak bu insan bedeninde birlikte yaşamaya ve o bedeni yaşatmaya mahkumuz. Sana bu mektubu yazmaktaki sebebim son zamanlarda çok sık içine düştüğümüz çatışma hallerimiz. Ne yazıkki insan sahibemiz bizim çatışma halimizden birinci derecede etkilenmekte. Sana teklifim şudur; bir süre ne sen ne ben kendimizi ön plana çıkarmasak diyorum. Sen dizginleri eline aldığındaki üzüntüsünü , içimde yarattığı çarpıntıların acısını ben çekiyorum. Ben karar verirsem de senin içine düştüğün ikilemlerin sende yarattığı hasarı hissedebiliyorum.
Bir de şu var sevgili dostum, bizler başka yaşamlarda başka bedenlerde yine hayat bulacağız oysa bu garibanın bir tek hayat şansı var. Ve bu bir tek hayatı ona hakkıyla, sevgiyle, mutlulukla ,ama zarar görmeden , ama kimseye kötülük etmeden yaşatmak bizim birincil görevimiz. Sanırım bir süredir ikimiz de kendi egolarımıza kapılıp bu çok önemli görevi ihmal eder olduk.
Mektubumu uzlaşmak,konuşabilmek,birbirini dinleyebilmek en önemli erdemlerdendir ve ikimizi de dolayısıyla sahibemizi de mutlu bir yaşama kavuşturacaktır diyerek bitiriyorum. Sağlıcakla ve sevgiyle kal sevgili dostum MANTIK, en kısa zamanda bir araya gelip konuşabilme dileğiyle...
Bu yazı
Öykü Atölyesi için yazılmış bir denemedir
Ooooo...
Çok güzeldi.
Önce gerçekten bir dostuna yazıyorsun sandım. Hoştu, tebrik ederim.
güzeldi sis...çok değişik anlamlar içerebilir aynı zamanda:)
ne kadar dogru bir noktayi ne kadar surprizli bir sekilde yazmissiniz.cok guzel yaziydi elinize saglik.
anlamadım ama ben.kim ki bu dost?arkadaşınız mı?