Yazarı :Burak Eldem
Yayın Yılı :2005 (Burak Eldem),2007 ( Inkilap Yayınevi)
Sayfa sayısı : 536
Türü :Roman
Serdar Bayhan İstanbullu 30ların biraz ilerisinde bir gazetecidir.Bir sabah uyandığında yaşamının son iki buçuk ayını hiç hatırlamadığını ve elindeki tek ipucunun kendi yazısı ile yazılmış anlam veremediği üç beş sözcük karalanmış bir kağıt parçası olduğunu fark eder.Gazeteci arkadaşı Ozan Güler ile birlikte kayıp zamanın gizini çözmeye çalışırken olaylar onu eski bir sevgiliye;gizemi daha da arttıran Yunanlı bir kadın arkeologa;tüm Orta Doğu ve dünya üzerinde ilginç oyunlar peşinde olan yabancı bir şirket sahibine ve şirkete;kukla ve derin devlet bağlantıları olan siyasetçilere;gizemli ve az bilinen mistik bir örgüt Işıkyol ve onun liderlerinden olan yaşlı bir Türk kaçakçıya ve tabii ki En-Rava'ya ulaştırır.
Eski Yunandan tufan öncesi saklı kalmış uygarlıklara;Anadolu ana tanrıça kavramından ve buluntularından eski Mezopotamya buluntularına v; antik Mısır uygarlığına kadar değişik yelpazelerde örülmüş mükemmel bir arkeo-kurgu içine sokar yazar bizi.Serdar bu macerası sırasında kendi bedeninde anlam veremediği değişiklikler ve yine anlamakta zorlandığı psişik belirtiler yaşarken bir yandan arkeolog stella aracılığıyla tufan öncesi döneme ait kayıp uygarlıklarla,o uygarlıkların kadın kahinleri ile ana tanrıça kavramı arasındaki bağlantılarla,neolitik döneme kadar uzanan arkeolojik buluntular arasında hala günümüzde bile anlamlandırılamamış şeylerle tanışır.
Em pera essi ina imenet
Nebta Ankh ra-swa zepi det
Meki du Seba en Ad-wat
İda Anna semau Maat
Irmağın yakınındaki evinde
Yaşamın hanımı,zamanı gözler
Şafağın kapılarını korurken
İda Anna,evreni yeniler
Kitap aslında bir üçlemenin ikinci adımıdır.İlk kitaba dair bilgilere hem yazarın kendi sitesinden hem de bu blogdaki yorumlanmasından ulaşabilirsiniz.Burak Eldem,arkeoloji ve antropoloji bilimlerinde ele geçirilmiş ,ama bilinen ve kabul edilen dünya düzeni çerçevesince açıklanamayan buluntular ve dört büyük din kitabında hala tartışma konusu yaratan bazı yazılar üzerine temel atarak oluşturduğu bu arkeo-kurgusunda bizi sonunu merakla beklediğimiz bir maceraya sokuyor.
Kitabın tanıtım yazısından:
Hayatının çalkantılarla dolu bir döneminde, kendini bir anda karanlık ve bir bölümü puslarla örtülü bir bellekle uyanmış halde bulan genç bir gazetecinin sıradışı serüveni: 23 Aralık akşamı, Çanakkale-Ayvacık yolu yakınlarında meydana gelen esrarengiz trafik kazası, hangi beklenmedik sonuçları doğurmuştur? Aynı tarihte, gazete tarafından verilen görevle, erken seçime katılan partilerden birinin kampanyasını izlemek üzere Çanakkale'de bulunan iki gazeteci, farkında bile olmadan nasıl bir uluslararası hesaplaşmanın ortasında kalmışlardır? Oasis şirketler grubunun sahibi Jason Redbridge, Türkiye'deki ortağı Onat Holding'le büyük enerji projelerini yaşama geçirmeye hazırlanırken, aslında neyin peşindedir? 25 Aralık'ta gerçekleşen erken seçimde beklenmedik bir başarı elde eden aşırı sağcı Milli Birlik Partisi'nin lideri Vedat Seymen, Ortadoğu'da tezgâhlanmakta olan yeni savaş oyununda nasıl bir rol üstlenmektedir? İki yıl önce birbiri ardına gerçekleştirdiği sansasyonel eylemlerle dikkatleri üzerine çeken ve yöneticileri arasında Reşat Büyükdere'nin de adı geçen Işıkyol adlı uluslararası örgüt, neyin mücadelesini vermektedir? Şarkıları İnternet üzerinden dağıtılıp birkaç hafta içinde dünyanın her yerinde dillerde dolaşmaya başlayan gizemli grup İnna, kim tarafından kurulmuştur? Yıllar sonra, beklenmedik anda ortaya çıkan eski sevgili ve küllerinden yeniden doğan coşkulu bir aşk, bütün bu bilmecelerin çözülmesine nasıl katkıda bulunacaktır?
Günbatımı Fandango, her aşamada biraz daha karmaşıklaşan olay örgüsüyle, Seni Tılsımlar Korur'da başlayan uzun soluklu serüvenin devamı niteliğini taşıyor.
Üçlemenin son adımını merakla beklerken,okuyacak kitabım kalmadıkça elime geçirip tekrardan okuduğum ve her okumam sonrasında yine saatlerce internette bahsi geçen buluntularla ilgili yazıları kovaladığım,hayali olan,ama hayali olduğunu bilmemin "insanlık tarihi bu kadar değildir,mutlaka bizi daha önemli kılacak gözden kaçan bir şeyler vardır " inanışıma zarar veremediği bir roman bu.Ve yazarın bu kitabıyla ilgili daha detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.
İs-setep sa khefet çeti eka. * * (Sen konuştukça tılsımlar seni korur.)
Eski Yunandan tufan öncesi saklı kalmış uygarlıklara;Anadolu ana tanrıça kavramından ve buluntularından eski Mezopotamya buluntularına v; antik Mısır uygarlığına kadar değişik yelpazelerde örülmüş mükemmel bir arkeo-kurgu içine sokar yazar bizi.Serdar bu macerası sırasında kendi bedeninde anlam veremediği değişiklikler ve yine anlamakta zorlandığı psişik belirtiler yaşarken bir yandan arkeolog stella aracılığıyla tufan öncesi döneme ait kayıp uygarlıklarla,o uygarlıkların kadın kahinleri ile ana tanrıça kavramı arasındaki bağlantılarla,neolitik döneme kadar uzanan arkeolojik buluntular arasında hala günümüzde bile anlamlandırılamamış şeylerle tanışır.
Em pera essi ina imenet
Nebta Ankh ra-swa zepi det
Meki du Seba en Ad-wat
İda Anna semau Maat
Irmağın yakınındaki evinde
Yaşamın hanımı,zamanı gözler
Şafağın kapılarını korurken
İda Anna,evreni yeniler
Kitap aslında bir üçlemenin ikinci adımıdır.İlk kitaba dair bilgilere hem yazarın kendi sitesinden hem de bu blogdaki yorumlanmasından ulaşabilirsiniz.Burak Eldem,arkeoloji ve antropoloji bilimlerinde ele geçirilmiş ,ama bilinen ve kabul edilen dünya düzeni çerçevesince açıklanamayan buluntular ve dört büyük din kitabında hala tartışma konusu yaratan bazı yazılar üzerine temel atarak oluşturduğu bu arkeo-kurgusunda bizi sonunu merakla beklediğimiz bir maceraya sokuyor.
Kitabın tanıtım yazısından:
Hayatının çalkantılarla dolu bir döneminde, kendini bir anda karanlık ve bir bölümü puslarla örtülü bir bellekle uyanmış halde bulan genç bir gazetecinin sıradışı serüveni: 23 Aralık akşamı, Çanakkale-Ayvacık yolu yakınlarında meydana gelen esrarengiz trafik kazası, hangi beklenmedik sonuçları doğurmuştur? Aynı tarihte, gazete tarafından verilen görevle, erken seçime katılan partilerden birinin kampanyasını izlemek üzere Çanakkale'de bulunan iki gazeteci, farkında bile olmadan nasıl bir uluslararası hesaplaşmanın ortasında kalmışlardır? Oasis şirketler grubunun sahibi Jason Redbridge, Türkiye'deki ortağı Onat Holding'le büyük enerji projelerini yaşama geçirmeye hazırlanırken, aslında neyin peşindedir? 25 Aralık'ta gerçekleşen erken seçimde beklenmedik bir başarı elde eden aşırı sağcı Milli Birlik Partisi'nin lideri Vedat Seymen, Ortadoğu'da tezgâhlanmakta olan yeni savaş oyununda nasıl bir rol üstlenmektedir? İki yıl önce birbiri ardına gerçekleştirdiği sansasyonel eylemlerle dikkatleri üzerine çeken ve yöneticileri arasında Reşat Büyükdere'nin de adı geçen Işıkyol adlı uluslararası örgüt, neyin mücadelesini vermektedir? Şarkıları İnternet üzerinden dağıtılıp birkaç hafta içinde dünyanın her yerinde dillerde dolaşmaya başlayan gizemli grup İnna, kim tarafından kurulmuştur? Yıllar sonra, beklenmedik anda ortaya çıkan eski sevgili ve küllerinden yeniden doğan coşkulu bir aşk, bütün bu bilmecelerin çözülmesine nasıl katkıda bulunacaktır?
Günbatımı Fandango, her aşamada biraz daha karmaşıklaşan olay örgüsüyle, Seni Tılsımlar Korur'da başlayan uzun soluklu serüvenin devamı niteliğini taşıyor.
Üçlemenin son adımını merakla beklerken,okuyacak kitabım kalmadıkça elime geçirip tekrardan okuduğum ve her okumam sonrasında yine saatlerce internette bahsi geçen buluntularla ilgili yazıları kovaladığım,hayali olan,ama hayali olduğunu bilmemin "insanlık tarihi bu kadar değildir,mutlaka bizi daha önemli kılacak gözden kaçan bir şeyler vardır " inanışıma zarar veremediği bir roman bu.Ve yazarın bu kitabıyla ilgili daha detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.
İs-setep sa khefet çeti eka. * * (Sen konuştukça tılsımlar seni korur.)
Burak Eldem le Mardukla randevudan beri bitmeyen bir kavgam vardır.. ondan hic bitiremem kitabı.. hala okur okur yazarim.. :) sağol paylaştığın için.. kendisiyle biraz daha ilgilenmeliyim demek ki :)
Marduk kötüydü ama,Fraternis daha iyi bence