Takip edenler biliyor yeni tutkumu. Behzat Ç. Sinirlendiren, düşündüren, bir dönem iç içe olduğum pis ve rahatsız edici bir dünyayı hatırlatan bir dizi. Seyrederken bazen aklıma anılar geliyor. Kürt babalarından biri benim yöneticisi olduğum kumarhanede gecede bir kaç yüz bin dolar kaybederken o anda ablam ve eniştemin Hakkari Yüksekova' da görevde olduğu günler mesela. Bir sabah sonradan eşim olan sevgilimi ve aynı zamanda personelimi "dizine sıkın bunun" deyip tehdit ettiğinde karşısına çıkıp dayılandığımda bana şu sözleri söylemişti:
-Kimsin lan sen kadın başına bana karşı çıkıyorsun? Benim tek bir lafımla senin üzerine salacağım en az on bin toz köpeğim var.
O gece işe gitmeden önce nerden baksan 72 saattir ablamla telefon bağlantısı kuramamıştım. İçim içimi yiyordu bir şey mi oldu diye. Beni toz köpekleriyle tehdit eden adam ve onun gibiler yüzünden oradaydılar, bir de meslekleri gereği. Beynim nasıl yanmıştı adamın sözleri üzerine. Ama hiç bir b*k yapamamıştım tabi.
Bir başka anı. Yine bir mafya babası bizde o gece. Siviller gelmiş adamın yerini belirleyip. Biz bunu buradan alacağız diyorlar. Mekandan alırlarsa eğer biz biterdik. Amire yalvar yakar, etmediğim laf kalmamıştı. Vicdanlı ve işi bilen bir adamdı ki ( Beşiktaş Emniyet Amiri o zamanın,isim yazmak doğru olmaz ), acıdı ya da uygun gördü ki; sadece çıkacağı zamanı haber vermemizle yetindi ve Kışlaönü kavşağında çevirmeyle aldılar adamı. Sonradan duyduk ki emniyette dansöz kıyafeti giydirip videoya çekmişler. Altı ay sonrasına da adam öldürüldü zaten.
Bir deli krupiyerim vardı, adı Damla. 18 yaşında şirin mi şirin ama resmen aklı beş karış havada bir kız. Bir sabah saat altı dolayları. Yine babalardan biri salonda terör estiriyor. Çağırdı, gittim yanına, senetleri ve borcunu bir de geldiği zaman haber vermemizi istediği hasmının niye bir türlü haberinin gelmediğini soruyor. Blackjack masasında oturuyoruz, bu Damla kızımız da krupiyer. Biz adamla konuşurken birden Damla beklemekten sıkıldı ( adı üzerinde deli). Adam bana dışarda bekleyen bilmem kaç silahlı adamını anlatıyor, ben ona sivillerin otel bünyesinde olduğunu söylüyorum ve birden bizim Damla dedi ki :
-Ayhhh xxx bey buna kart istemiyorsanız söyleyin, kaç dakka oldu bekliyorum.
O andaki kanımın donuşu, ben bu kızı çalıştırarak zaten ölümüme kaşındım düşüncesi, daha anlatamam ama kafamdan geçen hiç biri mutlu sonla bitmeyen şeyler; ve mafya babamız sanırım deli deliyi görünce sopasını saklar misali bi anda " ver kart kızım" dedi. Soğuk terlerim hala aklımda, çünkü kapıdaki taramaya karşın meğerse güvenlik görevlilerimizden biri bunun adamı olduğu için içeriye silah sokabilmişti.
Off bu Behzat Ç beni cidden bozuyor.
Hadi siz bunu dinleyin.
-Kimsin lan sen kadın başına bana karşı çıkıyorsun? Benim tek bir lafımla senin üzerine salacağım en az on bin toz köpeğim var.
O gece işe gitmeden önce nerden baksan 72 saattir ablamla telefon bağlantısı kuramamıştım. İçim içimi yiyordu bir şey mi oldu diye. Beni toz köpekleriyle tehdit eden adam ve onun gibiler yüzünden oradaydılar, bir de meslekleri gereği. Beynim nasıl yanmıştı adamın sözleri üzerine. Ama hiç bir b*k yapamamıştım tabi.
Bir başka anı. Yine bir mafya babası bizde o gece. Siviller gelmiş adamın yerini belirleyip. Biz bunu buradan alacağız diyorlar. Mekandan alırlarsa eğer biz biterdik. Amire yalvar yakar, etmediğim laf kalmamıştı. Vicdanlı ve işi bilen bir adamdı ki ( Beşiktaş Emniyet Amiri o zamanın,isim yazmak doğru olmaz ), acıdı ya da uygun gördü ki; sadece çıkacağı zamanı haber vermemizle yetindi ve Kışlaönü kavşağında çevirmeyle aldılar adamı. Sonradan duyduk ki emniyette dansöz kıyafeti giydirip videoya çekmişler. Altı ay sonrasına da adam öldürüldü zaten.
Bir deli krupiyerim vardı, adı Damla. 18 yaşında şirin mi şirin ama resmen aklı beş karış havada bir kız. Bir sabah saat altı dolayları. Yine babalardan biri salonda terör estiriyor. Çağırdı, gittim yanına, senetleri ve borcunu bir de geldiği zaman haber vermemizi istediği hasmının niye bir türlü haberinin gelmediğini soruyor. Blackjack masasında oturuyoruz, bu Damla kızımız da krupiyer. Biz adamla konuşurken birden Damla beklemekten sıkıldı ( adı üzerinde deli). Adam bana dışarda bekleyen bilmem kaç silahlı adamını anlatıyor, ben ona sivillerin otel bünyesinde olduğunu söylüyorum ve birden bizim Damla dedi ki :
-Ayhhh xxx bey buna kart istemiyorsanız söyleyin, kaç dakka oldu bekliyorum.
O andaki kanımın donuşu, ben bu kızı çalıştırarak zaten ölümüme kaşındım düşüncesi, daha anlatamam ama kafamdan geçen hiç biri mutlu sonla bitmeyen şeyler; ve mafya babamız sanırım deli deliyi görünce sopasını saklar misali bi anda " ver kart kızım" dedi. Soğuk terlerim hala aklımda, çünkü kapıdaki taramaya karşın meğerse güvenlik görevlilerimizden biri bunun adamı olduğu için içeriye silah sokabilmişti.
Off bu Behzat Ç beni cidden bozuyor.
Hadi siz bunu dinleyin.
Sonunda bana zorla seyrettireceksin yaw.
Anılarını okurken soğuk terler döktüm. Hayatta olduğuna şükretmelisin.
(Herkes farklı mücadelelerle sürdürüyor yaşamını.
Hayat ne sunduysa...)
Ay hakikaten ben de oturduğum yerde şöyle bir gerildim...
Asucum seyret, pişman olmazsın. Zorla başlayan herkes tiryakisi oldu. Ben zaten Emrah Serbes hayranlığımdan ve Ankara'da geçiyor olmasından (kitapları okuyup konuyu bilmeme rağmen) sabırsızlıkla beklemiştim, beklediğime değdiğini düşünüyorum. Yeni sezonu da merakla beklemekteyim. Haydi aramıza katıl. Her ikinize de sevgiler...
sen behzatımı çemi boşver senin hayatın film ayol :DDD
@ Asucm ve Leylakcım,
Eğlenceli yanları da vardı o meslek döneminin. Yazarım yakında.
@Şekom,
Korku filmi lan resmen..
Sen başka şey yazmayı bırak bunları yaz Sis.. İç acıtan yanları bir yanda, ders çıkarılacaklar öte yanda.. Ben şimdi daha bir iyi çözdüm sanki seni.. ;) Daha bir yakın..
E.